UFKUMUN GÖĞÜ
Gecenin mahmurluğu sarmaladı sinemi,
Bir duman çıkıyor gecenin karanlığına karışan, Yağız atlar sırtında uçtuğum bir bahar hayallerim, Dalgalar arasında nefes tüketen ömrüm pek yorgun, Alnımda bulgur gibi ter taneleri biri düşüp biri doğarken, Yalnızlık şarkılarım döküldü dilimden bilinmezliklerime, Sevdam ile aşkımı katarak yoğurdum yaşadığım hayatı, Günlere aldırmadan aldığım nefesim katık oldu geceme, Gündüzler su başında kucak açıyor dermansız kollarıma, Garip hanem ışığı süzüyor kararan gecenin içinde, Bir gök kuşağı belirmiş ufkumun göğünde yeşil ve mavi, Kırmızı nöbet değişiminde beyaza bırakmış nöbet yerini, Gönlüm harmanladı hayatı savrulan ben mi benliğim mi, Gitmekle kalmak arasında ince bir çizgide endişeli gözlerle, Sunulan bir zaman vardı savruldu gitti bak ne var elimde, Ey ben! Ben oldum başka sokaklarda dolaşan hangi ben, Damarlarımdan öyle güzel ve sıcak bir kan akışı var ki, Boşa geçirdiğim yaşama isyan ederek içimi kamçılarken, Deli deli içimden sımsıcak kelimeler boşandı susarak, Suskunluklarıma mersiye değil haykırışlarıma naat yazacak, Ey deli gönlüm uyan! Suskun kelimeler sıcak kanla yaşayacak, Ferman yazıldı bahtın kazındı suskunlukların seni boğacak! Erol KEKEÇ/27.03.2021/23.55 |