2
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
966
Okunma
Sen uzakta çok uzakta
mavi giyinmiş bir denizin
dalgalı saçlarını taradığı
ve gamzesindeki fenerin
yorgun teknelere el salladığı
bir yerdesin
- aşkı da zaten
“istiridyenin içindeki inci” diye
tarif ederdin -
Bense burada
bir kağıdın üzerinde - herhangi bir kağıdın -
yarım bırakılmış cümle gibiyim
Ne siliniyorum izim bile kalmayacak şekilde
Ne tamamlanıyorum gönlümce
Noktaya uzatayım başımı diyorum
Uzatayım ki vursun
Noktada bir anlamsız telaş başlıyor
Kıyamıyorum
Bıraktığın gibi değilim
Yoruldum
ve küstüm sonra
ve hiçbir hikayede
adım geçsin istemedim
İsimsiz bir mezara koyulsun adresim
Özlemesem ah biliyor musun
Çok özlemesem
Çıkrıkta eğrilmiş ip gibi
- gözlerini örten - kirpiklerinin
hıçkıran bir kemanı
teselli eden halini
Özlemesem
Pencereden içeri süzülen
taze dal gibi hani
serçe parmağının meraklı
ve ama ürkek halini
Bırakmıştım çoktan
alfabe denen bu illeti …
Özgür SARAÇ/Râzı
14032020Denizli