İki Zümrüt Kuyu
Solukların perdeyi kımıldatıyor
Rüzgârı oluyorsun onun Hayat veriyor, ben varım diyorsun sende Onun kadar bile yokum sende Nefesin ulaşsın istemiyorsun bana Başkası var çünkü güzergâhında Başka gözler var Karanlıkta sen pencereden bakarken İki zümrüt kuyu olup Yutan içine tüm karanlıkları Sabah yolda gördüğün o küçük kızı da katan O gece yüzlü şeyler arasına Gündüz karanlıklarıyla güneşi kesen O kızın yeleğindeki söküğe takılıp Koca bir deliğe çeviren onu gitgide Koca bir delik açan Dünya denen o bütünde Hep kenarından kıyısından geçmek zorunda bırakan seni Bir türlü yürütmeyen gönül ferahlığıyla şöyle İşte o iki zümrüt kuyu olup Soluklarını benden çalan o bir çift göz O kocaman deliği ufaltıyor gitgide Rahat rahat geçeceğin dümdüz bir yol yapıyor Önceki o delik deşik yolu Yolun hiçbir yerinde ben yokum Olduğum zamanlarda olan bir şey Şimdi yok artık içimde Ürperişi eksildi gecenin Kımıldamaz oldu yapraklar Sağa sola kımıldıyorlar gerçi bazen Ama içime savurmadan rüzgârlarını Beni dışarıda bırakarak Sensizliğin rüzgarsızlık olduğunu haykırarak yüzüme |
İki zümrüt kuyu olup
Yutan içine tüm karanlıkları
az dram az sitem az özlem
çok güzeldi
sevgiyle kal