mabet ağacıkıçları bisiklet selesi falan görmemiş rüyalarında belki./ fakat pabuçlarının tabanını pedal çevirirken değil taşlı/ tozlu/ sarp/ tamam da niye harp?/ köy yollarında sırtında su bidonu taşırken lime lime epritmiş ve bir ananın süngeri tam ortasından büzüp de öyle verdiği bez bebeğin düğmeden gözlerini/ daha parmaklarıyla oyacak kadar doymamış dili cevizli lokum tadına oldukça yaban ve muhtemelen aynı dil hamburger sözcüğüne hiçbir vakit dönmeyecek ama öldürmeseydiniz gözlerinin içi gülecek gülecek... ve gülecek... ve nice yollara gidip nice yollardan geri dönecek o aç çocukları toprağa sererken siz; içimizde kaç çocuk başını mısralarımızdan sarkıtıp öç gözlerini şiirlerimize gömdü bilemezdiniz! biz şairiz; biriktirmeyi severiz. his biriktiririz aşk biriktirdiğimiz gibi leş... leş biriktirdiğimiz gibi ölü çocuk gözlerinden tek tek güç biriktirmeyi de biliriz. ey gülücüğü gözünün çukurunda donmuş çocuklar size söz! gün gelecek/ yüzünü güne dönmemiş düşlerinizden tarihin tam göbeğine yeşil gözlü çocuk sözlü şen gülüşlü dev bir mabet ağacı dikeceğiz ve belleğimizde hep ak kalan ellerinizi dallarına yaprak yaprak iğneleyeceğiz sonra gürbüz sonra terli sonra... tarih dersi pek pek iyi bir çocuk gölgenize gövdenize ve üç yüz yıllık ömrünüze karne armağanı parlak bir bisiklet getirip dayayacak/ rengi; size uzanan eller kadar kan kuyusu hırs koyusu tin sızısı bir kırmızı. JD Mabet ağacı (Ginkgo biloba), günümüzde varlığını sürdüren hiçbir yakın türü veya benzeri bulunmayan, tamamıyla kendine özgü bir ağaçtır. Üç yüz yıl yaşayabilir. Tohumu pis kokar. Ve fakat pek çok hastalığa şifa olduğu bilinir. |
Şiirlerinize şapkamızı saygıdan öyle çıkarttık ki,
her yeni şiirinizle tanışmakla o şapkayı tekrar takamıyoruz... bile isteye...
USTALIĞINIZA ve SANATINIZA
SAYGIM SEVGİM HER DAİM