Ardıçgibi sevdiniz zevkinizce seçtiniz çiçekti denizdi göktü renkti ağaçtı kadındı adamdı aynadaki aksimizle ilgisizdi gibiniz biraz kadar sevdiniz önüne sonsuzluk ekleyince sandınız ki has göre sevdiniz ona buna şuna ötekine berikine daha fazla ya da az rağmen sevdiniz anladık ki saydıklarınız sebebinizce ayrı birer yas kirpiklerimizin sızdırdığı nemle avuç içlerimizi çürüttü zaman siz ise dört mevsim kar tanesiydiniz özür “oysa” sevdiniz, daima beyaz beri sevdiniz kalu belaydınız tac iken bela kıldık benzimizi o zarif başınıza affedersiniz bile sevdiniz hele sevdiniz yeni sevdiniz ah işte tam da o an yine sevdiniz bir söğüt ağacının altında en son unutmadık yüzünüz kızarmadan meğer sevdiniz sonranız için diliniz dönerken gördük oradaydılar bir felak iki de nas fakatlarımız edatlarımız yaslarımız yok bizim söğüdü görsek zeytin sanırız susmadan çalıyor şarkılarımız sebep çünküsüz ruh bu sırf tellerine tutunmuş neler görmüş kırılmış da damarları çatlamamış saz. JD |
kendi bildiğiniz
kendi çizdiğiniz
kendi yazdığınızca...
ne manası vardı ötekinin
ne de yasası sevginin.
sevmek insanlıktan geçer
ya da insanlık sevmekten deyip
hamaset dolu sözleri gökyüzüne yakıştırıp
suyun yüzüne not ederiz
insanlığa ve sevgiye dair inancımızı...
gecemin en son ve en güzel şiiri idi okuduğum tebrikler