düğünbir yaşa gelince insan ya kapar tüm kapıları birden ya açıverir sonuna dek hasan ömürlük eşiği bebeklik beşiği hesap bir fatura tek anlıyor musun bir yaşa gelince hasan ya daha az içmelidir bunu ya daha çok sevmeli ya da masanın tam ortasında bir vazonun kuyusu boyunca susuzluğa aç üçü mavi biri beyaz gül! n’olur. bana seni sun. gayrı gözümün yaşına bir tek ölüşün lazım allah korusun! ve çatalının ucundan yere doğru darmadağın en sahici tasan be hasan bak şarkılar bile ne denli yorgun söylüyor ben gülmeyi öğrensem aşkımıza çok mu sen ağlıyorsun? şükür ki sen beni anlıyorsun şükür ki beni sen anlıyorsun ah bir de anlamasan hasan bir de anlamasan cahit sıtkı’ydım şimdi ve vakitti şu vakit tamam olan. hem ne kalmış ki geriye salına salına giden o muhteşem gemi mi mozart’ın toprağın altında bile kıpırdayan eli mi sana söz mi telinden başlayacağım çalmaya sonraki sefere var geç biz kıymışız hüzünle bir kere hüzünle yüzünle yüzümle yüzünde gördüklerimle hüznümden bildiklerinle nikah bu hasan hasan bu imza! yunan türk gibi kaldırıp da kollarını oynamamış olsun var geç düğün bu her şey tamam ağlıyor musun? ve bir yaşa gelince hasan şairlere de inanmaz insan ya hakikaten namustur sözü ya hakikatli bir yalan... şimdi sen kim merak da ederler hayatımın aşkının göbek adı derim. şairim. bir yaşa gelmiş olanlar inanacak hasan gelmemiş olanlar geldikleri gün. JD |
40 yaşim senin olsun şiir, 1 yas(ş) benim.
sevgiler,