miserloubi vakitten sonra beyoğlunda herkes sarhoş ben hırsız tek bir saksı fesleğen evet çaldım da kaçamadım sofyalı’nın tahta merdivenlerinden sen anlatırken ellerim kokuyordu ellerin havada bir beyin her iki oğlu birden babam devrile devrile ölüyor... annem doğruluyordu yerinden sen anlatırken oluyordu bilmiyordun fesleğenine mi mustafa kaçamayışıma mı yoksa hep bir gülüyordu incecik dişleri sesleniyordum garson yerine nazlı nazlı nefise’m garson yerine... hızlı hızlı nefise’m. sen anlatırken öpüyordum dudaklarının en sadık en susamış yerinden ya susayıp da dudakların susuverirse diye korkuyorum zaten nicedir içimde fesleğen bi yeşil anne anne diriliş oğul gibi konuşuyordun bey ölüyordu seni çok seviyordum oğul oğul bey bey beyoğlunda bana beni anlatırken sen yazını da gördüm kışını da baharını hem bi vakitten sonra beyoğlunda herkes âşık ben sarhoş yürüyemez düşerim hep yüreğinin dibine sofyalı’nın o tahta merdivenlerinden! saksıyı mustafa’ya ver bana artık bir tek sen... beyler gibi anlatır fesleğenler gibi susarken! JD |
Şiirin annesi gelmiş... Hoşgelmiş sefalar getirmiş yine
Anne gibi... eli dolu, gönlü dolu, şiir dolu... dolu dolu yapmış...
Ne çok özlendiğinizi size has üslupla karşılaşınca daha iyi anlıyor insan...
USTALIĞINIZA ve SANATINIZA
SAYGIM SEVGİM HER DAİM