ELLERİM BAĞLI BİR SEVDA MASALINDA

Seher vakti avuçlarım göğe açılmışken, bir kelebek çırpındı ruhumda.

Bir enkazın son kalıntılarında paramparçayken, bir soluk kulağımda,

İs kokan ellerim, mis kokularına boğuldu, parmakların avuçlarımda.

Tüm barikatlarımı yıkıp atıyorsun nabızlarımda, zemheri ayazlarında.



Ağır yüklenmişiz,çocukken şakaklarımızdan vurulmuşuz tenhâlarda

Deli gömleklerini giyinmişiz,soluklarımız sağanakla gelen boranlarda.

İnadına sevda demişiz,canhıraş ünlemlerimiz yankılanmış d/ağlarda

Mum gibi erimişiz,ruhlarımız sevişirken,siluetlerimiz buğulu camlarda



Pazarlarda, kokuşmuş sevdalar satılıyor üç kuruşa, kirli ağızlarda.

Sevdamızın adı kirlenmeyecek, yalın ayak dolaşsak da sahralarda.

Vuslatımız olmayacak belki,ağıtlar yakılacak sevda masallarında.

Ay denizi öperken,acı bir feryat kopacak yakamozların dudaklarında.



Gece sancılara gebeyken,sevda sözcükleri doğuyor parmak uçlarımızda.

Hicranlar acıtır ya/saklım,bak gonca güller yetişiyor dikenlerin koynunda.

Katran karası yalanların arasında,papatya kokusu bembeyaz gerdanında.

Ay üşürken binlerce yıldızın arasında,nefesinle ısınıyorum gün doğumlarında.



Aşk:Hicran giyinmiş kan kızılı çiçektir,filizlenir gözlerden ırak uçurum kenarlarında.

İdam sehpasında cellat boynumu vursa da,dudaklarım gamzenin sol kıyısında.

Bak ellerim titrek yardan uzak, gözlerim sağanak,bir ahu ağlar t/uzaklarımda.

Öldürdükçe çoğalan güvercinler doğuyor,duyulmamış bu sevda masalında.

NECAT USLU...