Nasıl kalkacaktı şimdi yataktan?.. Güneş vurmuşken cama, Sabah dolarken içeri Ama bir türlü ulaşamazken ona…
Halıya vururken bir ışık huzmesi, Yine de güneşsiz kalırken içi; O buz tutmuş alan, içindeki Sızdırmazken küçücük bir ışık…
Sesler güneşi yansıtan bir ayna olarak “Uyan” derken ona; “Sabah geldi, Direnme aydınlığa!”
Aklında o resim, Minicik bir el uzanmış kocaman bir ele; Güvenmiş ona, “Beni korursun sen” demiş…
İşte o minicik bebek resmi Bir çakar bir sönerken zihninde…
Karanlık daha da yoğunlaşırken, O resmi yırtıp atan elleri düşününce; O resmi var eden duyguyu Söküp atan kalbinden, ‘insan’ denen varlığın… İnsana yeni bir giysi biçen; Minicik bebeği bile ölüme götüren…
Güneş orada kalsındı, Perdenin ardında; İstemiyordu… Yalandan okşayışlar göndermesindi… Belliydi ki yetmiyordu ışığı O karanlık yürekleri aydınlatmaya…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
BUZ TUTMUŞ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BUZ TUTMUŞ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bu kötülük denen şey meslek, konum falan tanımıyor. Köy muhtarıymış, doktormuş..vs. her kesimden insanı aynı şeyde birleştiriyor: Vicdan yoksunluğu…
Eğer bir insanda vicdan yoksa; hiç ummadığın bir insan, mesela bir ev kadını, bir anne, ne bileyim yaşlı bir amca bile birilerinin hayatını hiçe sayabilir. Allah bizi insan yapan en önemli o şeyden, yani vicdandan mahrum bırakmasın.
Şİmdiye kadar namuslu oldukları konusunda kandırmışlar insanları bu psikopatlar. Artık şerefsizliklerini herkes biliyor. İçlerindeki kir ortaya döküldü. Bundan sonra cehennem azabı çekecekler. Bu da azıcık da olsa içimize su serpiyor.
O kadar karanlık yürekleri akıl alır gibi değil Küçücük savunmasız bebeklere bunu yapabilmek -sadece para için- insanlıktan çoktan çıkmış olmayı gerektiriyor. Her gün ayrı bir olay, ayrı bir acı duyuyoruz. Hep daha kötüsü, hep daha vicdansızı Bunların karanlıkları aydınlanır mı ya da nasıl aydınlanır bilemem ama insanlığın çok büyük bir hızla uçurumdan aşağıya düşüyor olduğu aşikar. Allah ıslah etsin hepimizi
Güzeller güzeli Narin’in acısı hâlâ tazeyken; şimdi de bu bebek katilleri çıktı ortaya. Her geçen gün insanlığın gidişatına dair umutlarımız biraz daha tükeniyor, yeni bir rezalet daha çıkıyor ortaya. Kıyamet alameti bu değilse daha ne olabilir?!
Dünyanın sonu bağıra bağıra geliyor. Allah sonumuzu hayır etsin.
Kıyamet gelene kadar insan olarak kalabilmek tek tesellimiz olacak şey. Bu bataklıkta insan kalmak ne kadar zor olsa da…
Karanlık daha da yoğunlaşırken, O resmi yırtıp atan elleri düşününce; O resmi var eden duyguyu Söküp atan kalbinden, ‘insan’ denen varlığın… İnsana yeni bir giysi biçen; Minicik bebeği bile ölüme götüren…
Güneş orada kalsındı Perdenin ardında; İstemiyordu… Yalandan okşayışlar göndermesindi… Belliydi ki yetmiyordu ışığı O karanlık yürekleri aydınlatmaya…
Arka arkaya o kadar çok kanımızı donduran üzücü şeyler oldu ki, akıl alır gibi değil...
Ve en kötüsü de kötülüğün son sürat giderek katlanıp çoğalması ve sanki normalmiş gibi suçların alttan alınıp sindirilmeye çalışılması...
Affedilir, yutulacak şey değil bunlar, düşününce kafayı yiyor insan...
Duyarlı, anlamlı şiirdi yine, ses olmuşsunuz teşekkürler.
Sevgiler.