Sessizlikte Kayıp Düşler
Bir zamanlar gözlerde parlayan sevda,
Şimdi yalnızca yankılanan sessizlik, Sesler bile yük oldu birbirine, Gözler kaçıyor, kelimeler kayıp, Nesnelere yönelir kırık kalpler; Kelimeler boğulur ağızlarda, Sanki birer taş gibi ağır, soğuk, Gözler başka yerlere dalar usulca, Aralarındaki uçurum büyürken, Nesnelerde ararlar huzuru; Rahatlama mı bu, yoksa bir kaçış? Bilinmez artık ne sevgi ne de nefret, Bir boşlukta savrulur duygular, Yeni ilgiler, eski sevdadan kaçış, Ama derinlerde hep bir yara belirir; Birbirine yabancı iki ruh, Aynı odada farklı dünyalar kurar, Duvardaki resim bile daha yakın, Kelimeler yalnızca yankıdan ibaret, Sessizlikte kaybolan eski sözler; Bazen bir kitap, bazen bir çiçek, Kaçışın bahanesi olur, o kadar, Oysa eskiden konuşan gözler, şimdi sadece uzağa bakar, içe kapanır, Yüreklerse ağır, kelimeler anlamsız; Yeni ilgi alanları, unutmanın bahanesi, Ama unutulan şey neydi, kim bilir, Sevda mıydı, öfke mi, yoksa bir sitem? Her kaçışta biraz daha uzak, Her adımda biraz daha yabancı; Nesnelerde bulurlar artık huzuru, Bir bardak, bir defter, bir eski anı, Hepsi bir sığınak, bir kaçış yolu, Ama gerçekler hep derinlerde saklı, Kapanmayan yaralar gibi hep yenilenir; Rahatlama değil bu, yalnızca bir yanılsama, Çünkü her sessizlik bir çığlık saklar, Her uzak bakış bir hüzün taşır, Her yeni ilgi, eski bir yaradır aslında, Ve her adım, biraz daha yitirir eskiden; Çöküntüde yankılanır eski şarkılar, Her nota, her mısra bir sitem, Sevda toprak altına gömülmüş, Nefret ise kök salmamış henüz, Arada kalan bir boşluk köprü kurulmaz; Bir masa, iki sandalye, ama arada bir uçurum, Sözler yerini nesnelere bırakmış, Sevda değil artık konuşulan, Sadece sessizlik, belki biraz sitem, Kaçışlar bile bir anlam taşır farkında olmadan; Birbirine yabancı iki göz, Aynı resme bakar ama farklı görür, Kelimeler tükenmiş, yürekler susmuş, Nesnelerde ararlar kaybettiklerini, Ama buldukları yalnızca bir hiçtir; Rahatlama değil bu, sadece bir aldanış, Çünkü ne sevda bitmiş ne nefret başlamış, İkisi de yitmiş birer hayalet, Yeni ilgiler bir kaçıştan ibaret, Ve her kaçış, biraz daha uzaklaştırır; Nesneler konuşur, insanlar susar, Ama sessizlikte bile yankılanır eski sesler, Kelimeler kaçmış, yürekler saklanmış, Yeni dünyalar kurulmuş eski enkazda, Ama hepsi bir yanılsamadır aslında; Kelimelerin ağırlığı altında ezilir zaman, Birbirine dönük olmayan bakışlar, Kaçışlar, suskunlukla örtülmüş, Sevda mıydı, nefret mi, bilinmez artık, Ama arada kalan, yalnızca sessizlik; Sessizlikte kaybolmuş bir sevda, Nesneler arasında yitmiş umutlar, Rahatlama değil bu, sadece bir kaçış, Çünkü en derinde saklı kalan, Yitirilmiş bir geçmişin yankılarıdır; Bahadır Hataylı/18.08.2024/03.28/Sancaktepe/İST |