LalSusma hakkını kullanan Kırgın bir rüzgarım Hadi es diye kimse üstüme gelmesin Puşt pusularda sustu ıslığım Dile sakız Rakıya meze oldum Kimse benden fırtına beklemesin Her aşktan eli boş dönmüş bir seyyahım Atlarım yorgun Ben bıkkın Sayın ki, su yolunda kırılmış testiyim Aşka dair her cümle eğreti durur dudaklarımda Sayın ki, doğuştan kekemeyim Evden kaçmış bir çocuğum Öyle yetim Öyle öksüz Kendi göbeğimi kendim kestim Her saklambacın ilk sobeleneni Her süreğin en kıdemli avıyım İçimi bir görseniz İçim lime lime Cam kırığı yutmuş gibiyim Dokunmayın içime D o k u n m a y ı n… Bardaktan boşalırcasına kanarım Yelesi kana belenmiş savaş atları gibi Dörtnala geçip içimden Yakmayın içimin kuru otlarını Y a k m a y ı n… Yanarsam Kallavi bir orman gibi çığlık çığlığa yanarım Aşk, huysuz bir çocuk gibi uyuyor içimde A ğ l a t m a y ı n… Ağlarsam Sonsuza dek ağlarım Hiç sevdalarınızı allayıp pullayıp Satmayın pazarımda Avaz avaz Bağırmayın aşkı sağırlaşmış kulaklarıma B a ğ ı r m a y ı n… Gök gürültüsü gibi gürleseniz de Sizi duyamam İkide bir sormayın bana aşkı S o r m a y ı n.. Bir mezara su döker gibi sus dökülür dilime Lal olur Konuşamam |
Şiirde en çok etkileyen cümle oldu diyebilirim.
Susmak zordur...özellikle de söyleyecek şeyleri varsa insanın.
Bir de hâl dili vardır ki, susanlar anlar birbirlerini hâl diliyle derler. Bu da aynı acılardan geçmekle alakalı bir durum sanırım.
Çok şiirdi. Her dizesi ile.
Şiirdeki hüzün, okudukça insanın içine işleyecek kadar da derindi.
Her ne kadar aşk ağlatsa da insanları
Yine de Aşkı kimseler ağlatmasın.
Çünkü belki de birbiriyle bağlantılıdır bu.
Tebrik ediyorum güzel şiirinizi Highrock