KurbanÇatılsa bulutların kaşı Güneşin gözlerine perde inip Göz gözü görmese Şimşek şavkı olur yırtarım karanlığı Puslu labirentlerde izini sürer Gölge içinde gölgede bulurum seni Sen gece olsan, ben ay ışığı olurum Seni müjdelese kutsal kitap Uğruna Fatihler baş koyup Gemiler karadan yürüse senin için Benimde ırmaklar göverir bozkırlarımda Martılar uçmasa da… Boynu hareli güvercinler uçar göğümde Adımı başkent diye duyururum Sen İstanbul olsan, ben Ankara olurum Çığ silah çıkarım dağlara Yırtarım ipek kaftanını beyin, şehzadenin Kırarım kalemini zulmün, zalimin Kılıç şakırtısı türkü olur Koç yiğitlerimle cenkten cenge koşarım Ne zamanki delikli demir icat olur Kırarım sazımı, kırklara karışırım Sen Çamlıbel olsan, ben Köroğlu olurum Gururum, övüncüm olursun Sınırlarında nöbet tutar, dağlarında tüfek çatarım Namerde çiğnetmem gölgeni Uhud’da savaşan Hamzalar gibi Surlar da çarpışan Ulubatlı Hasanlar gibi Çanakkale de vuruşan aslanlar gibi Al bayrağa, al kanımla sarılırım Sen vatan olsan, ben şehit olurum Korkmam Dabbetül-arzdan, Deccaldan Hak için, haklı için her savaşa girerim Bir değil bin Amr Bin Abduved’in karşısına dikilirim Hediye olurum kutlu nebiden Allah’ın aslanına verilirim Senin için bir kez daha çıkarım kınımdan Sen Ali olsan, ben Zülfikar olurum Sen yeter ki bir kurban iste… Kızılırmak gibi aksa da kanım Nesimi gibi yatarım kanlı sunaklara Her fermanı imzalar Her darağacına gönüllü çıkarım Her ipi boynuma asar Her namlunun önünde dururum Yeter ki sen bas tetiğe Sen avcı olsan, ben av olurum |
şiir ve hak,
yöneten ve izin veren haketmediğine
sonra ve sonra
şiir de namussa konu aranılan
işte budur deyip
nice goygoy karşısında susamadığım kadar sustum,
ve çünkü şiir ve için de insan
ve
iyi ki...
eyvallah şair.