Karşı Pencereı Lisedeydim onu ilk gördüğümde Şimdi kırkım bitmek üzere… Bembeyaz gelinliği ve masmavi gülüşü ile Babil prensesleri gibi inmişti gelin arabasından Bir gülümsemişti Sokağın nefesi kesilmişti Bakakalmıştım Güzellik denen kavramın nasıl bir şey olduğunu Ben o gün kavramıştım. ıı Daha sonrada çok gördüm onu Makyajlı, makyajsız Çıplak ve giyinik halleri ile Hiç değişmedi en güzelin o olduğu Bir keresin de “o bu mahalledeki her kadından güzel” dediğim de Bir hafta küs kalmıştık annemle Gönlünü alabilmek için, az mı çiçek götürdüm valide sultana ııı Dranas’ın “Fahriye ablası” Uşaklıgil’in “Bihter’i” Sebahattin Alinin “Kürk Mantolu Madonna’sıydı” Ah öyle güzeldi ki… Güzelliğinden aynalar çatlardı. O sokağa çıkınca, dokuz nokta dokuz şiddetinde sallanırdı şehir Esas duruşa geçerdi çarşı pazar Bilumum esnaf tayfası işi gücü bırakır Aç gözlerle onu süzerdi Evli erkekler of üstüne of çekerken Şehrin bekarları çaresizlikten komaya girerdi Bazen, arsız bir rüzgar uçururdu eteğini Bir kahkaha atardı Allah sizi inandırsın Ağaçlar tebessüm eder, kuşların etekleri zil çalardı ıv Lise sonda, yeki-dü’ye düştü zarlar Ve yattı bütün kuponlar “Kumar borcu namus borcu” diye kapıya dayanınca Açgözlü simsarlar Yalnızlığa ipotek etti onu, alna dayanmış bir altı patlar kambur kambur üstüne geldi mutsuzluk Sepya fotoğraflar gibi sarardı gülüşünün rengi Artık ne zaman görsem onu yalnızdı Islığını yitirmiş bir rüzgar gibi sessiz Yolcusuz limanlar gibi ıssızdı v O ölümcül yalnızlıkta sızdı içimize Ateşle barutun o şehvetli dumanı Farkına varamadık Fark ettiğimizde ise, artık çok geçti! Evrim geçirmiş bir aşk ya da aşkım’sı bir şey miydi Bilmiyorum Bildiğim Lirik bir senfoniydi Hiç uyanmak istemediğim bir rüya kadar güzel Hiç duyulmadık bir masal kadar özeldi Pencerelerin karaltısında, gizli bir geçit bulmuştuk mutluluğa giden Dört kitabın dördünde günah olsak bile Çözüp aşkın firuze düğmesini Kırbasından döke saça su içen bedeviler gibi Döke saça içtik aşkı vı Üniversite bittiğinde, soldu bir şeylerin rengi Çoğalan beklentilerle kirlendi sular Cevapsız kaldı soru işaretleri Paslı acılar çıktı kınından Ağırlaştı aşkın dayanılmaz hafifliği Sondan bir önceydi Buluştuğumuz o köhne sokağın kuytusunda bana sımsıkı sarıldı Bana daha öncede çok sarılmıştı O gün bebeğini cami avlusuna bırakan bir anne gibi sarıldı Gözyaşıyla ıslanmış dudakları ile beni defalarca öptü öptü.. Tam gidiyordu, sarıldı yine öptü Ş a ş ı r d ı m! Akşam eve dönerken Penceresinde “Sahibinden Satılık” ilanını görünce O gün beni son kez öptüğünü ve… Bazı aşkların bitmesi için yaşandığını Bazı aşklarınsa, biterken başladığını A n l a d ı m ! |
Ve eserin tadı tuzu yakışıklıydı o zaman da 🍃🪽
Şık gök gözlü evin sahibinin şık zerafeti
Cümlelere kılık kıyafet giydirip şiir podyumlarına sürüyor
Bize de göz cam içimizde nefes alıp vermek düşüyor
Eyvallah
Gök gözlü evin sahip adamı
Sevgi saygı 🍃🪽🐳