Aybenizlimboşluğumun Peygamber çiçeğine usulca inen gece’m ağacı devrilmiş portakal kokusu cemrem yaprakların serinliğinde soluyorum nur’lu şebnemi ışığında gönüllü hazal’ın keremli bahçesi ...... penceremdeki ondördümün mum şelalesi yarım kalan herşeyin ardı gibi büyük haykırışlar,sessiz konuşmalarla gel bana Meryem yüzlü çağımda kalbimi dolduran âşıkların gelincik akı susmanın en ulu makamından doğuyor buğulu bakışlar azlet beni her uyanışımda nefesim kesik bütün sesler kesik kesik! ey benim sesini martılarla bölüştüğüm ağrımı dindiren yankım şafağın sözcüklerini yaracak ruhum dağın arkasında sesin beni itiyor dağların arkasındayım çıksan,yüzünü görsem ta derinlerime insem son kez sarkıntılık etse kulakların sesin benliğimle sevişecek Aybenizlim paramparça ruhumun tövbekar nüshası surlarında bulut,hasret çıldıracak kıvranırken bir yağmur gibi canım kuş’un rağmına düşüp nefesimin ekmek gibi su gibi çektiği yerden tut kader/sen şarabın iç çektiği ’ah’ etmem sana yüzünde firdevsi ışık dudaklarımda çeyizlik dantel ah dünümün upuzun sükûneti kırık kırlangıcın dağ ayazı ah benim yarınlarımın ilham sancısı ne gül,ne dün yüzün bende solacak suretim kendiyle çelişir aynalarda içinde uzayıp giden hırkası kapkara devrimin denklem damlası ey benim duvardan duvara yolculuğum Aybenizlim herşeye rağmen yüregini yüreğine yüklüyen yoluna râm olur izine râm olan yol sonunda okyanus olur hele benim gurbet kuş’umun en haklı kavgası bağrına tutuşan bahar dal’ım Ey benim geceyi yumuşatan mah’ım alnımın çatısında sarkan cehennem/ yokluğun kitabesinde tarihsiz ve tarif’siz an düşün,zamanı ve aşkı gözlerimin kuyusunda ... |