Yollarhele gözümün gurbet çiçeği yine gecedir ve rüzgâr içer ellerim gün dağ ayazlı yamaçlardan dökülür uyanır bozkırlar toprağı avucumda yollar,yollar ne incedir/ nicedir ne çığlıktır martılar gökyüzü genişliğinde nalını basıp giden atlar tarihin soluğunda ne göğüslü -sonsuzluk bir uçurum büyütür tohumu derdiyle- bu şehrin alnında kar gibi sevdim nefesimi ağaçlı bahçeleri, çocukluğum içimin beyaz iklimi Ilıklığıyla saçlarımı serer sabaha seyrederim yüreğimin avlusunu camdan biliyorum geceler uzarken hep baharları eksiktir şuramın kıyısız kumsaldır gülüşüm ışığın dalında yeryüzü sırılsıklam gölgem benim seni bir çocuk gibi bağrıma ektim tam şuraya ay benizli sessizliğe.. hele gözümün bademli kırağı su yürürken parmaklarıma derinliğin iyi ki bu düştesin sırrını vururken ışık tepelere aşağıları neylesin garip bu sesin derdindesin ırmaklar otağını kurduğunda çekildiğinde el ayak kekremsi dille gök kanatlarıyla gecemdesin hele gözümün bayraklı imbiği şu zavallı aklımın titreyen masalı yağmur olmasa zaman neye yarar nakışın ilmiği su dokuduğunda hep aynı renkle ..... |