Mahzenimdeki M'ah'sen
bir tarafı kum’ral kokar
serin alizelerin gönlünde beslediği bir tarafı kendisini göle banan maral vaktin her beş seferinde gözlerini sersin ister benceremden içeri soy ağacında taze gelincik eteklerinde renklenen düş kelebeği ah o ebedi gülüşün senin ... dudaklarımda yarım kalmış derviş ezgileri yüreğinin yarısını seninle üleşsin ister ... ah bu ırkçı şehir zenci avına çıkmış kir sokaklar müslümanca sevilsin ister bir adam ah bu gözetleme kuleleri ıssızlığın ölü bedenleri ah yine yetmedi yüzün- yetmedi gülüşün ah bu yokluğun çekiç sesleri güven duygusunu yitirmiş kör duvarlar hangi kapıya el vursa el muamelesi hangi yüze yüz sürse terk edilmiş mutsuzluk kulübesi isini yük edinmiş bir kandil abidesidir yüreğim nerden bilsin yanmanın ve uyanmanın tonunu ah ülkesinde ülkesiz kalmış düşlerin sandığında gizli yol ayetleri kendl ceheneminde kavrulmuş kül köpükleri benceremin camlarında toz festivali dibinde yüzlerce boşluk devriyesi hep aynı korku aynı zorun tortusu beklemek aşınmış kanatlarında bir "sessizlik medresesi" burukluğu benimle birlikte boğuluyor karanlıklar ah bu bulaşıcı çürük sular kin bilir kana karışarak öldürdüğünü ellerini sürsene ellerin tarihsizliğin panzehiridir senin bütün eksikliğini yok edip çözsün artık biçimsizliğin düğümünü _boran |
Kilitli kalmanın sularında yanmakta olan bir toprak
İsini yüklenmiş her uyanmanın tonuna
Sessizce bir gülüş.
Boğulan karanlıkların kül köprülerinde ellerim.
Sen hep güzelsin
Ruh alfabesi zengin şiirdaşıma gönülden tebriklerimle
Tebessümle