"Gözlerinde duran bulutlar"
Sen ki.,
Bir düş bahçesinin En yalnız çiçeği Bakışların bir kuşun Kanat çırpışı Gökyüzünü delip geçen Ruhunun penceresi Hüzünle umudun Dans ettiği Bir sahne Sessiz bir şarkı Söylüyorsun Eski zamanlardan Adını bilmediğim Saçlarında., Gün batımının rengi Gölgeler düşmüş Zamanın dokusuna Kimbilir hangi rüzgar Savurdu seni Hangi yol Çağırdı bu derin bakıṣı? Yaşanmamış Ama hissedilen Duygu seli Sen., Hangi hikayenin Fısıldayan sesisin? Hangi baharın Unutulmuş yankısı Bu yüzün karşısında Kaybolmuş Zamanın gölgesinde Duran bir düş gibisin Gözlerinde bir sır Taşıyorsun Kimsenin bilmediği Bir yıldız gibi Parlayan ve sönen Ama hep var olan Öylece bir sır Belki., Geceleri Yıldızlara Sırlarını fısıldıyorsundur Her biri bir şiir Bir masal Bir düṣ Kimi zaman yağmurda Kayboluyor sesin Kimi zaman ise Bir ağıt Oluyor sessizliğin Rüzgar her hatırayı Birer dantel gibi işlemiş Ama dudaklarında Bir sessizlik Bir cevapsız sorunun Saklı yeminleri var Belki de bu resim Bir anda donmuş Bir zaman dilimi Ama sen O anın ötesindesin Çünkü ruhun çerçevelere Sığmayacak kadar sonsuz Ve ben., Her baktığımda Seni yeniden Keşfediyorum sanki Hayatın içindeki derinlik Bir tablonun ötesinde Sessizliğin bile konuşuyor Gözlerinde duran bulutlar Saklıyor geçmişin izlerini Ne kelimelere Ne de renklere Sığıyorsun artık Nedir bu gizemli hikaye? Hangi fırtına geçti? Hangi yağmur Döküldü o bakışlara? Ve hangi Güneş saklandı O gözlerde yeniden Doğmayı beklerken acaba? sevay |
Yazan yüreğe sağlık
Kum tanesi
Kum tanesi olsaydım,
Çölde,
Rüzğarla savrulup,
Bir güzelin,
Gözüne batar,
Asırlarca orda kalırdım.
Kul düşünce