arzı doldurup taşırırsa çığlıklar gökyüzünün öfkesi acımadan yeri döver ....
dünya kapısı bir ömre sığmayan karmaşa yoktu huzurdan şarkısı
insandı kendi kendini sokan yılandı kendi kendini zehirleyen baldıran kendi kendini tekmeleyen idamlık bir kelime
içinde bir boşluk başka bir boşlukla boğuşmaya hazırdı bir resital arayışında sürekli bir yeniden başlama küfürle hak edilmiş bozuk bir sertifika yetersiz bir gurur
insandı ritminde bitmeyen sorunlar vardı kanında bir çöküş trafiği her şeyin eksik olduğu haz ve yanılgının sınırında nereye giderse gitsin bütün ahlar ensesinde
hep aynı açgözlü sayıların kuması hep aynı sıfır çarpanlar nefesinde
insan denen bir toz parçası umudun ve korkunun beşiği hem melek hem şeytan hem nur hem karanlık hem gökyüzü hem toprak hem özgür hem tutsak
insan dediğin dünya içinde dünya hem dünya hem evren hem büyük hem de küçük bir noktaydı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
‘’İnsandı’’ İnsan’dı Eklenen ‘’ek’’ ne kadar da önemli ve ya ne kadarda önemsizleştiriyor bizleri! Belki de ‘’insandık’’ demeli…
Dün nöbetteyken gelen ziyaretçimin kafasını ütülerken nelerden nelerden konuşmadık ki? Hep tepeden bakarken, olayın aslına dibe inememenin faturasını kestik… Dip dalga tsunamiyi getirir yıkar deler de biz yüzeysel dalgayla uğraşıyoruz.
Damla damla çatlayan ar damarının dikiş tutacak yanı, kendine insan artık, kendinden yana düşünecek hiç kimsesi kalmadı!
Konuşuyoruz haklı olarak olması gerekenleri sıralıyoruz ama sığ sıralıyoruz. Eğitim, öğretim, okumak diyoruz amenna!
Bir doktordan daha eğitimli, öğretimli kim olabilir? O ki organ mafyasında iş tutarken! (Tenzih ederim doktorlarımızı)
Düzenden şikayet edip düzenin maşasıyız çoğumuz bilmeden! Anne, çocuğuna komşusundan tuz aldırıyor gaye gelen kap komşuya boş iade edilmez düsturundan. Maksat evinde pişirdiği etli yemekten bir tabakta olsa komşuya incitmeden, utandırmadan ikramda bulunmak. Anlayan anlar, sözün fazlası lafügüzaf…
Elimizi başımızın arasına mı alırız yoksa duvara mı vururuz az düşünelim! Sesli ve içten…
Reklamlar, kalkmadıkça okşanan nefisler beslenecek. İnsan böyle bir varlık sınırsız istek… Gördüğümüzü ister, gördüğümüze abanmak kötü yanımız bunu kaşıyan faktörlerden ne kadar kendimizi sakındırmaktayız? Her gördüğümüzü alamamanın veya çocuğumuza alamamanın travmasını psikolog uzmanlarımız ne kadar konuşuyor ne kadar anlatıyor bizlere? Çarpım tablosunu öğrenmeden çarpmaya, en asıl konudan başlanması gerekirken en tepeden eğitim vermeye çalışıyoruz.
İnsan’dık kardeşim, elimizden geleni yapalım yinede çalışalım insan kalmaya. Temelde sorunumuz sevmemek ve paylaşmamak… Yazdıkça sonu gelmeyecek…
En iyisi selamlarımla kapatalım bu kez böyle olsun can kardeşim…
İnsan olma yolculuğu, ne çetin ne uzun ne dikenli bir sınav. Ne derin,ne sürekli bir keşif sürecidir bu. Bu yolculuk, insanın kendi kimliğini, değerlerini ve amaçlarını bulma çabasıyla başlar, kişisel gelişim, empati, etik değerler ve toplumsal sorumluluk gibi unsurları da yanında taşır.
ve bu yolculuğun ilk adımı insanın kendini anlaması ve kabul etmesi ile başlar. Kendi zayıflıklarını ve güçlü yönlerini tanıyarak, kendine karşı dürüst olma yeteneğini geliştirerek devam ederdi. Ardından, başkalarını anlama ve onlara saygı gösterme becerisi ile önem kazanır.
Ve bu sorumluluk, insanın çevresindeki dünyaya katkıda bulunma isteğiyle şekillenir. Toplumun ihtiyaçlarına duyarlılık, adalet duygusu ve başkalarının yaşam kalitesini artırma arzusu bu yolculuğun olmazsa olmazları.
Ne yazık ki çabuk yoruluyor, çabuk pes ediyor insan. Bu yüzden de üzerinde taşıdığı tüm değerleri ve kuşandığı tüm bilgelikleri bir kenarda yalnız bırakarak bilinmezliğe doğru sürüklenmeye başlıyor.
Sonuçları ise tüm çıplaklığıyla ortada.
Evet üstadım, Her ne olursa olsun biz o fırtınaya göğüs gerecek, tüm.olumsuzluklara inat, insan kalmaya ve Allah'ın bahşettiği o şerefli hırkayıı kirletmeden taşıyarak yolumuza devam edeceğiz..
Elbette ç"aysız olmaz. Gönülden gelen ikram çünkü.
İnsan olma yolculuğu, ne çetin ne uzun ne dikenli bir sınav. Ne derin,ne sürekli bir keşif sürecidir bu. Bu yolculuk, insanın kendi kimliğini, değerlerini ve amaçlarını bulma çabasıyla başlar, kişisel gelişim, empati, etik değerler ve toplumsal sorumluluk gibi unsurları da yanında taşır.
ve bu yolculuğun ilk adımı insanın kendini anlaması ve kabul etmesi ile başlar. Kendi zayıflıklarını ve güçlü yönlerini tanıyarak, kendine karşı dürüst olma yeteneğini geliştirerek devam ederdi. Ardından, başkalarını anlama ve onlara saygı gösterme becerisi ile önem kazanır.
Ve bu sorumluluk, insanın çevresindeki dünyaya katkıda bulunma isteğiyle şekillenir. Toplumun ihtiyaçlarına duyarlılık, adalet duygusu ve başkalarının yaşam kalitesini artırma arzusu bu yolculuğun olmazsa olmazları.
Ne yazık ki çabuk yoruluyor, çabuk pes ediyor insan. Bu yüzden de üzerinde taşıdığı tüm değerleri ve kuşandığı tüm bilgelikleri bir kenarda yalnız bırakarak bilinmezliğe doğru sürüklenmeye başlıyor.
Sonuçları ise tüm çıplaklığıyla ortada.
Evet üstadım, Her ne olursa olsun biz o fırtınaya göğüs gerecek, tüm.olumsuzluklara inat, insan kalmaya ve Allah'ın bahşettiği o şerefli hırkayıı kirletmeden taşıyarak yolumuza devam edeceğiz..
Elbette ç"aysız olmaz. Gönülden gelen ikram çünkü.
İnsandı - k , insandan ıradık.... İnsandı - k insanlığımızdan sıyrıldık Ve insandı - k sevgiden soyut bir hayatı seçene kadar....
Güzeldi sayın şair , bir fikri ve içinde bir felsefesi olan , düşündüren şiirleri severek okurum ki sizde o şiirleri çok güzel kaleme alan nadir şairlerden birisiniz...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.