EYLÜLE VARDI DAHA VE BEN ÖNCE KUŞLAR UYANACAK DEMİŞTİM
Unutmadım
Ayrılmalıyız demiştin -hayır eylüle vardı daha yanlış hatırlıyorsun- sonra sol bacağını sağ bacağının üstüne koymuştun Elin titriyordu çıkarırken paketinden sigarayı ve o lanet olası çakmak ilk dörtte yanmamıştı Masaya bıraktığım çayını içmeyi unutmuştun Ayrılmalıyız demiştin ve uzun çok uzun susmuştun Unutmadım Önce kuşlar uyanacak demiştim rızık için uçacaklar dallardan bozma sırayı sonra sen çıkacaksın kapıdan Saçlarını yarım yamalak taramıştın Kapatmamıştın bavulunun ağzını Önce kuşlar demiştim sonra sen bozma sırayı Unutmadım Biraz daha kal demiştim yalan söyler bazen buranın cemreleri Islanırsın kırkikindiler bitmedi Tamam demiştim çöle dönmüş kentler gözyaşına saldırır kalanların ama sen de dikkat et uzaktaki şehirlerin de şefkati yoktur topuğundan yemeye başlarlar insanın Nasıl unutabilirim Sen cesetleri kucaklayan topraktan daha acımasızdın O en azından kendine katıyordu sen beni mezar taşı gibi susan duvarlarla baş başa bıraktın Kırıldı cam aktı kum çok fazla akreple yelkovan ölüsü gömdüm Gelme çiçeklerle falan konuş incinmiş olanlarla özellikle Değil mi ki bir bilet yetiyordu araya ayrılık koymaya şimdi dilindeki masalın finalinden bana ne Hem unutulur dert etme unutulur tadı ilk öpüşmelerin de Kalır bazen gökyüzüne heves eden uçurtmalar elektrik tellerinde… Özgür SARAÇ / Râzı |
Diyor Mirkelam.
Hanginize inansak acaba🤔🤔🤔