MEHTAPTA YÜREĞİMİ DEMLEDİM
Mevla’mın yazdıklarına boynum kıldan incedir,
Kuldan olursa acı bakışlarım kılıçtan keskindir, Her adımda kahırlarımı aktardım toprağa, İçimde demlediğim acılarımı savurdum rüzgarla, Be hey gönlümün avlusunda kalan öfkelerim, Elek eyledim yüreğimi kevgire döndü hayallerim, Ondanmış bundanmış ne fark eder acı ise gelen, Günler peşimde yorulmuşluklarım benden ilerde, İhanet kurşunları köpek gibi iz sürdü gölgemde, Çakallar ilinden geçerken bir karartı çöktü gözüme, Sırtlanlar sürü halinde beni kestirmişler gözüne, Yananım yoktur bilirim ama reva mı gelenler üstüme, İninden boz bir yılan çıkmış zehrini serpiyor yüzüme, Kaybolan benmişim minarelerden anons geçiliyor şimdi, Ben beni bildim bileli alamadı kimse benden beni, Yanlış yazılar girilmiş belediyenin reklam panolarına, Hiçbir numaram olmadı adam gibi adam olmak dışında, Gönlümün ezgilerini besteledim dilim çözüldüğünde, Kirpiklerim mızrap oldu kırık sazımın teline, Zaman aldıklarını geri vermeyince, Yanık türkülerimi dağlara söyledim yankılandı vadilerde, Dilberlere gönlü kırık mehtapta yüreğimi demlerken, Gecenin zifiri karanlığında asamı dayanak kıldım umutlarıma, İstemiyorum kimseyi ikiye ayrılan yolun kavşak noktasında, Bir ip çekildi fecir vakti gökyüzünden gideceğim yere, Gözlerim çakmak çakmak sigara dumanlarıyla karardı, Bir ben vardım sırrımı bilen rabbimden gayri, Neden ve kim savurdu bunca dumanı şafak vakti, Şafaktan evvel çıkmıştım bu yola şimdi vakit sabah vakti, Çırpınmasın dünya âlem kararım kati dönmem yolumdan billahi! Erol KEKEÇ/24.03.2021/22.40 |