sahi ayaklarım neredegüleç yüzlü sevgilim,yoruldum ve zayıfladım aynı sen gibi geçen gün pazara gittim elimdeki poşetler taşımadı beni başım döndü gazetelerde her gün yeni sayfalar okumaktan kafam karışıyor artık bazen sevmediğin yazıları okuyorum kızma işte yüreğinden merhametin kokusunu çektiğim bakışlarında öldüğüm en son inciteceğim yüreğini ve çocuk masallarını göğsüme koy içmenin sırası geldiğinde seni bilirsin gelirim dudaklarına çünkü sende bilirsin ki her şey zamanını bekler yarın diyorum mesela gelsem kat kat çıksam üçe kapının koluna güvenip dile vurur muyum ağzımı kılına zarar gelse ben kendimi istemem bir daha sana. biliyorum çekilmez oldu bu şehir bu insanlar ruhsal daralmalarının gitmek istemeyişlerine uzanıyorum can sıkıntısı hallerinin baş ağrısını okşuyorum hisset. hassasiyetin ve kuralların ayaklarında sayıyorum seni/parmak uçlarıma inince sahi ayaklarım nerde demem o ki bir mektebin yollarına adadığımdan beri kendimi sakallarını sıvazlıyorum dua hikmetinin öyle hikmet ki arada rüyalarıma girip üstümü örter tıpkı senin yaptığın gibi ve ilahi bir emirle sarsılır gecem yüzüne indiğinde bir olma yolunda havadis bakma sen merdivenleri bir inip bir çıktığıma oraya tüneyen kaderin gölgesinden su içiyorum gerçi biraz tozlu olsa da aldırma velhasıl sabretmek nakış gibi işlemek seni şuracığıma öyle işte geçmişin çürümüş topraklarını attığımdan beri üzerimden yürümeyi senden öğrenen kalbim bebek gibi emekliyor kalbin doğuşuna çocuk oluyorum kadınlığımı içine hapsedip ruhunun mahzenine güller açıyorum hiç bitmeyecek duayla yanımda kal elini tutana kadar sevgili eşim. |