İs kokuyor bu şehir... Gri dumanlar üflüyor bacalar. Arnavut kaldırımı bu sokağın, Müdavimi kılçık kaçıran çöpçü kediler.
Evler... ah! bu evler. Sobanın rutubetini kurutamadığı yoksul evler. Dışı seni. içi beni yakan, solgun, kederli hikayeler. Ve, Pencere buğusuna güneşle çocuk çizen Yarından umutlu, mutlu bebeler.
İşte!... köşe başından döndü çocukluğum. Buz tutmuş ellerinde sekiz ekmek filesiyle. Zordur kalabalığı doyurmak bunu en iyi annem bilir. Boşunamı benzin kokuyor babamın kara sarı benzi.
İs kokuyor bu şehir is... Yoksul sevinçlerimin sendeleyen çabasını, Kirpiklerime yüklenen tevekkülün kömür karasını, Genzimi yakan acı hatıraların ruhumla kavgasını hatırlatıyor hep.
Sevmiyorum bu kenti, sevemedim kömürü Hayat işte!... tüm dualara sadık kalmak, Yitirdiğimiz tüm kıvançlara rağmen, Baş eğmeden, baş olarak bitirebilmek ömrü. HEPSİ BU...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İS KOKUYOR BU ŞEHİR şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İS KOKUYOR BU ŞEHİR şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
kendinle olmak,en güzel şey , belki de en güzeli de çocuk olmak,, dumanlı köylerin baca çıkışlarında direnmek ufuklara belki bir güneş sarar ellerindeki çuvaldızları