Yaşam... Bir kelimenin gülümsemesi kadar hafif, bir kelimenin manası kadar ağır ve derindi.. Çiya Andok
Uykulara küskün ezgiler mırıldandığında gece, bir yandan seni hatırlatır, bir yandan unuttururdu eski masallardan çıka gelen yalanlarının infilâkı. Ve kendime seslenirdim "aldırma,hepsi geçecek" diye...
Anlamsız kıldığın bu ayrılıkta, çığlığı kesilen martılar kadar yorgundu oysa sesim. Duymadın...
Sen; sağa,sola koşturan lame topuklu kadınlara müptelâydın. Kana bulanmış çilekli sakız çiğnerdi her biri, kör bıçağın ağzında. ve bağırırlardı göbeği balkon bir puşt’a -- Hey bu gece kimsem olurmusun? Gergefine bir ilmik daha atardı ölüm. Aniden taze çile/k kokardı üç kuruşa yenilen nefs...
Sen her defasında ihanetin inkârını yazardın sulu gözlerime Benimse, dalga kıranla sevişirken köpükler, intihara meylederdi masum, mavi düşlerim.
Yalnızlık kimsem olduğundan beri, kağıttan perdelerini yırttım sahte tebessümlerin. demiri eritecek kadar sıcak bir yüreğin tepkimesiydi yıldızyıldız yüzümden dökülen iyimserliğim.
Hani "insan insana" iyi gelirdi. Hani anlaşılmaktan geçerdi tüm adımlar. Söylermisin? Külçesi kaç para, kördüğüm,palavra sözlerinin.
Şimdi soruyorum...! Sen hiç yağmur suyu içtin mi ?bulutlara ağzını dayayıp. Deniz kabuğundan dalgaların tınısını dinledi mi kulakların? Hiç gözlerini yaktı mı ?kör bir ressamın tablosunda ki güneş. Ağaçların düğününde,çiçeklerle raks etti mi parmakların? Kaç çocukla sek sek oynadı ayakların?sokak ortasında. Kaç umarsız hayvana pansuman yaptı narin ellerin? Kimliğine saygı duydun mu bir eşcinselin? Sahi, sevgilini öptün mü? bir meydanda ayıbı hesaba katmadan. İsimsiz bir mezara çiçek bıraktın mı? rahmet okuyarak. Köhnemiş fikirlerle savaşıp, ağladın mı onuru ekmeğine katık yoksullara? Halay’a durdun mu? ırkını ötekileştirdiğin renklerle. Kilisede,Havrada dua ettin mi tüm insanlık için. Kutsiyetini kavrayıp barışın, Savaşlara lanet okudu mu dilin?
Anladın mı şimdi yalnızlığımı. Kavraya bildin mi? sevgimizin tezatlığını Görebildin mi? sözde, gözün gibi baktığın sende ki beni. Hiç sanmıyorum.
Şimdi başın ellerine bağdaş kurmuş ne fayda. Gözlerin uzaktaki bir gölgeyi takip eder gibi durgun Yüzünden düşen öfkenin bini bin parça. Ve asıl komik olan ne biliyormusun ! tüm bunlardan kara bir kediyi sorumlu tutacak kadar sığ oluşun.
Bu saatten sonra Sen anlamamaya Ben konuşmamaya yeminliyim Bitti...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
KAĞITTAN PERDELER şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KAĞITTAN PERDELER şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Her biri diğerinden güzel dostlarım oldu. Ekseri, Kadınlar... Aşklarını, acılarını, gizlerini anlattılar... Omzumda ağladılar geceler boyu... Çünkü Biliyorlardı; ADAM’dan geliyordu, Tanrı’nın yüreğiyle dokunduğu Bu ‘’AŞK ADAMI’’nın soyu...
‘’Her biri diğerinden güzel dostlarım oldu’’ demiştim ya... Şükürler olsun ki Tanrı’m muhtaç etmedi beni namerde... Ömrümün heybelerine, Paha biçilmez mücevherler koydu... ***
Gün oldu, Alnım secdedeydi bir camide
Gün oldu, Mum ışığında, İkonolar önünde, Aryalar eşliğinde, Şaşkın bakışları arasında, Bizans’ın torunlarının, El açtım Rabbim’e Bir kilisede...
Bazen eşliğinde bir sofrada karnı doyanın, Bazen eşsiz bir resminde doğanın, Kimi gün, elleri oldum, Loş ışıklar altında kadın soyanın ! Kimi gün, hadım oldum karşısında ‘’Parçala beni ‘’ diye, inleyen yosmanın... .......
“Mutlu olmanın en garantili yolu bir başkasını mutlu etmektir”… Sevgi yaşam biçimimizdir… ...........................................Saygı ve selamlar..
Şimdi soruyorum...! Sen hiç yağmur suyu içtin mi ?bulutlara ağzını dayayıp. Deniz kabuğundan dalgaların tınısını dinledi mi kulakların? Hiç gözlerini yaktı mı ?kör bir ressamın tablosunda ki güneş. Ağaçların düğününde,çiçeklerle raks etti mi parmakların? Kaç çocukla sek sek oynadı ayakların?sokak ortasında. Kaç umarsız hayvana pansuman yaptı narin ellerin? Kimliğine saygı duydun mu bir eşcinselin? Sahi, sevgilini öptün mü? bir meydanda ayıbı hesaba katmadan. İsimsiz bir mezara çiçek bıraktın mı? rahmet okuyarak. Köhnemiş fikirlerle savaşıp, ağladın mı onuru ekmeğine katık yoksullara? Halay’a durdun mu? ırkını ötekileştirdiğin renklerle. Kilisede,Havrada dua ettin mi tüm insanlık için. Kutsiyetini kavrayıp barışın, Savaşlara lanet okudu mu dilin?
Bunları yapsa idi zaten insan olma erdemine sahip olurdu, şiirde olmazdı;)) sevgi ve saygılarımla can yoldaşım
Yerden göğe kadar haklısın can kardeşim. Birde derler ki zıt kutuplar birbirini çekermiş. Bu bence sadece fizik kuralları için geçerli. Aynı pencereden bakabilmek çok mühim.
Çok teşekkür ediyor sevgilerimi yolluyorum kardeşime
Dilek kardeşim çok uzun serbest şiirleri okuduğumda sıkılıyorum, konu içerik olarak dağılıp gidiyor şiirin son mısralarını okurken ilk mısralardan kopuyordum. Ama sizin şiirlerinizde ki ana tema kopmadan devam edince niye bitti dediğim oluyor. sayenizde serbest şiir okuyucusu oldum
Yine güzel bir çalışma emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık.. Saygılarımla esen kalın..
Can kardeşim hoş geldin.. Bende sıkılıyorum uzun şiirleri okumaktan fakat nasıl kaptırıyorsam kendimi birde bakıyorum uzayıp gitmiş mısralar.. Bir hece ustasından övgü almak onur ve gurur verdi açıkçası. Yorumun baş tacımdır.. Çok teşekkür ediyorum okuyan ve yorumlayan yüreğine..
Bu satırlar hüzünle duyguların yitikliği ile acımasız sevda ateşinin külleriyle beyaz sayfaya düşmüş oysa hedeflenen tertemiz muhteşem bir aşk artık her şey zor sorgulama ve kendinle hesaplaşma tabi yaşıyan bilir diyelim ve bu güzel eseri ve çok değerli yazarını tebrik edelim saygılarımla hanımefendi
Hoş geldiniz dost kalem.. Kim istemez ki tertemiz bir aşkı değil mi.Zaten sevgide, yaşamda duyguları temiz insanların hakkı diye düşünürüm ben. ama evrensel olmalı sevgi,bencil değil..
Çok teşekkür ediyorum değerli yorumunuz için. Sevgilerimle
Kağıttan perdeler, film gibi uzun metraj bir şiir! İlk mısradan, son mısra’ya kadar; değişik atmosfer. Bazen hava güneşli, bazen şiddetli yağmur Teşbihte hata yok! “Balkon göbekli adamlar, dalga kıranla sevişen köpükler, Palavra sözler,” Daha altı çizilmesi gereken onlarca benzetmeler. Çok sevdim şiir dilini. Kullanılan teşbih, kişileştirme,Konuşturma, sorulama neler var neler. En iyisi çok uzatmayın, Usta kalemi kutlayım ve kısa kesiyim ki Aydın havası olsun. Selam ve saygılarım elbette baki!
Hoş geldiniz can dost... Özümseyerek okuyup, yorumlamanız sayfam için büyük bir değer. Bu sebeple çok teşekkür ediyorum. Etkilendiğim konularda yazmayı seviyorum ve yazdıktan sonra etkisinden kurtuluyorum.
Hani bazıları vardır ya kendisi ihanet eder Her türlü pisliğe bulaşır ama ona sorarsanız sütten çıkmış ak kaşıktır ve sürekli kadınları suçlar.. İnsan kendinin aynası olmalıdır üstadım.
Aynı hatalara düştüğüm yılları şimdilerin bağnazlarına benzetiyorum can.. Sonuçta vatanımız dünya, kimliğimiz insan lakin bunu anlayabilmek veya anlatabilmek uzun bir süreç. Einstein'ın dediği gibi "Önyargıyı parçalamak Atomu parçalamaktan zordur!"
İyi ki şiir var ...
Çok teşekkür ediyorum, değerli ve samimiydi yorumun can.. Sevgilerimle
nefis, dolu ve dolgun bir serbest şiir.yürekten akan sitem ve de serzeniş yüklü gönül sızıntılarınızı okumak bambaşkaydı...tebrikler ve saygılar sunuyorum...