45
Yorum
105
Beğeni
0,0
Puan
3846
Okunma
Sevmelisin diyorsun mütemadi.Seçki kuruluna ve sayfamı yorum ve beğenileriyle onurlandıran tüm şiir dostlarına teşekkür ediyorum.
Bilmiyorsun!...
Evvelim;
kayıp bir güftenin,
hüznü, hüzzam makamıyla harmanlanmış
dilsiz bestesiydi hep.
Sakil kalabalığa sürgün
ayrıksı yalnızlığımı,
dokunulmaz bir zırhla bezeyip,
en afili elbiseyi giydirerek,
belki de ben istedim böyle olmasını.
Sevgili,
her halükârda,
hüsranlarıma kırgın çıkmazlarım var benim.
fark etmedin mi? asi sitemlerimden,
duası ıslak avuçlarımın neminden.
İnancımın eksikliğinden
belli ki Tanrı da duymadı,fark etmedi hiç beni.
Şimdi seni nasıl sevmeliyim bilmiyorum!....
gördüğüm ölü kuşları tenimdeki
mezara gömdüğüm den beri;
Pullandıramıyorum,
suların yüzündeki balıkları turkuaz masallarla.
İnandıramıyorum,
hoyrat bir sevgiyle eksilen hayatları pusatsız umutlara.
Avutamıyorum,
melon şapkadan çıkmayan tavşana küskün çocukları
iyimser yalanlarla.
Söyle! seni nasıl seveyim!...
yüreğimi yalanın yılgınlığıyla zehirlemişken yılan,
hiç eksilmemişken yaslandığım dağların kar’ı
ve çıkarı için riyaya salıncak kurmuşken eğriler,
doğruluğuna nasıl inanayım bir kalbin.
En iyisi, sen beni benimle bırak.
Bu bir ölümün döküm döngüsü.
göğün perdesini araladığında güneş,
yaşamı kutsayan pembe tınısıyla
başladığında bahar,
kiraz çiçeklerinin tango şöleninde,
son dansa kaldıracağım içimdeki yalnızlığı.
Sonrası mı?
kim bilir belki o zaman
bakışlarından aldığım mükâfatla,
korkularıma dayadığın düş kapanı gözlerin,
bu sunturlu kâbustan uyandırır,
ve şefkati kadife ellerinle sunduğun
dilinden sızan kadim bir şifayla iyileşirim.
Kim bilir belki o zaman...
Dilek USTA