Uçurtmaya gökyüzü takmışlarbeni işaretliyorsun her baktığında, bilmeden kalbim buzul bahçe, iliştirilmiş ve unutulmuş saçlarının dağınıklığınca ara bul yolunu sonsuzluğun unutkan dilini, ceplerimde sakladığım bir avuç denizi, ara bul tane tane dökülen önüne vefakat uyuşuk etine değmeyen bir masal kuşunun sesini şurada dövünüp duran sessizlik ne çok gürültü yapıyor içimizde şimdi kendini her seferinde haklı çıkarıyor hayat yok yine de toparlayamam uykumu, ağacın göğe değen yeşil yangınını, bir gülüşte unuttuğum çocuğu bulamam artık ellerim bundan denize serili ne çok ağlamışım, bulamam istesem de, ruhum çekmece kirlenip temizlenen o varsıl bahçelerde kaç kelebek ölüsü ağzın içi çakıl taşı, gelecek ağrılı bıçak nefesini kaçır aklın varsa yangınımdan çağıldayan bu azgın nehir ikimizi de yakacak |
diyorum ki
haftalar sonra girdiğim site de okuduğum ilk şiirde
ben gökyüzüne küsen uçurtma
hala ordayım..
Çok güzelsin Çiğdem.