peri çemberlerinin
daireselliği gibi seviyorum seni
en elverişsiz zor zamanların içinde
çölleşen ruhumun efsunlu kitabesinden
içime doğan ay ışığı gibi

kimsenin bilmediği
kimsenin anlamadığı bir suskunluğu içerir duruşlarımız
hiçbir zaman sana aşığım seninle ölürüm diyemem
dilimin gizli saklı unsurları var aynı zamanda
senle de ortak anlaşırlılığı


ne menem
ne hastalıklı maraz bir şey bu aşk
yapıştı kaldı üzerimize ne sağa kaçışı var ne sola
ne öldürüyor ne umduruyor


ikimiz arafta açacak güllere son tohumluk
yapan her acıya giriftar olan yangının külleriyiz
kaçmaya çalışma kaçtıkça bu yangınla kavrulacaksın
unutmaya çalışma uğraştıkça
daha da batacaksın


çıkış yolu olmayan
cennet cehennem aralığında bu çılgın devinimlerin
ateş çukurlarında yanmaya meyilli ışık pervaneleriyiz
sen bana dokunamaz ben sana ulaşamaz


kim bilir
hangi günahın hangi güdümsüzlüğün
kefaretiyiz ki


kaldık bu sefaletin keder doyumsuzluğunda
peri çemberlerinin içindeki termitlerin açgözlülüğüne
benziyor sevişlerimiz ne bir kökümüz ne bir sevda
dalımız var


ne de her aşkı her aşığı mest eden kokar güllerimiz


yine de devasa yangınların içinde
dışarıya kapalı camların içinde kendi yansımamızla mutmain
kendi dumanımızda boğulmayan eşsiz bir ruhun eşsiz bir kalbin
içinde doğan esrarlı bir güneşin
ışık kollarıyız


kolumu her açtığımda seninleyim kolunu her açtığında benimlesin
bu gaflet dünyasının vuslat tımarhanesine koşan iki delinin
som gözyaşlarıyız


güneş ışığının
kalbimize her vuruşunda her sızılı dokunuşunda
içten içe emile emile kuruyan damlaların sessizliğinde
ölürken gel sarılalım sevgili


her yeni doğuşumuzda
aşkımızın çiçeği kokulu arzulu büyülü argümanıysa bol olsun



................






ayşe uçar
2611202401:25