YAŞAMAK OY’ yazmak bir şehir büyütmektir yazmak sana bağlamaktır mutlu sonları ve sana bağışlamak bütün kuşları ’ istanbul’a uzanan o heybetli uyanışın şaşaalarını duyuyorum sevgilim ! meğer ben masivanın acem diyarından geliyorum hani ziyaretin orta yerinde ölmüşçesine etin kemiğe bürünüşü halleri say bunu çok içten ve görkemli bir varsağı hatta hani tozuna toprağına belenmek yolların özlediğim o gerçeğin bir içimlik sarhoşluğu ile ihtişamın içinde başkalaşan bir eriyik oluyor gözlerin hani kentlerin tarihine dayanarak belki de görmekle duyumsanmayacağı kanaatiyle milyon kez uyanıyorum düşümden zemheride güneşi sevmenin heyecanıyla tutuşuyorum adımla sınanıyorum aşk sız ım ! insan arınmak adına gömülüyor yalnızlığa içime sustuğum hüzünler boşalıyor bulutsuyorum birden bire olmuyor kopuşu damlanın hakikatin içinde rızkını arayan göçmen misali bağrımda goncalanıyor ağ gül yaşamak oooy! göğün kanatları altında dilenmektir tutuklu bir dil ile ağlayabilirsek ardından çok sebep var iklimlerin ulu orta koma beni sevgilim ! ateşin okşadığı can yanığı ile tutup çıkarırken serinliği gün yüzüne estikçe güzelleşen bir rüzgarda bulmalıyım gözlerini ah fikrimde sallanan s’ilah sensiz ölemiyorum açılmıyor aşkın kapısı dokun son nefesime gel içelim hiçliğin şarabını sen aşka bir defa inan ben ebedi tapacağım göğsümün imbiğine 03.02.2015 / İSTANBUL |
sensiz ölemiyorum
açılmıyor aşkın kapısı
dokun son nefesime
Üst düzey buldum kutluyorum...