Eski Bir Resim’’ aynı tende yamalı duran urbanın yırtılan damarı bendeki resim ’’ zamanla geçiyor göz ucumuzdan şahlanıp dağ gibi yamacımızdan bir önceki iklimin sevdalarıyla uzayan yollarda o ilk adımlar sonra çocukların titrek sesine şefkatle sarılan masum kadınlar büyüterek büsbütün yarınları da göçüp gidiyorlar çok uzaklara rüzgarda koşarken bir ılık mevsim ne sen der ne senden gelir bir esin yılların pencere aralığından kaldırıp atarsın bir gün ansızın unutur tutamaz olur ellerin siyah perdedeki eskiyen izler alıp savurunca fırtınayla bir sınırlar silinir kavuşmak için çözülür zamanın ardındaki giz yanağından aşağı inen çizgide annemdir yıllarca biriken hüzün gün yüzü görmemiş gülüşlerinde birbiri ardınca sıralı duran ruhunun en derin efsanesidir bazen de bir çocuk koşarak gelir anlarsın mutlanmak sana dairdir sence yazılmıştır gün aydınlığa yaşamak öyle bir deli mevsimdir |