HÜZNÜN SAYHALARINDA’ yazılanlar uçup gitti oysa olan bana oldu ’ ama sükutun en derin haline isabet etmiyor sesin ben uzak düşlerin ihtimallerindeyim nârım can evimin sırça köşkünde ’ağlama’ diyor içimde bir başkaldırı bir debdebe bu bir isyan kabuğun altındaki yara misali sıksan incinir titrerim avuçlarında bıraksan uçup gidecek gibiyim zaman anahtardı nas çağırsa aşk almazdı bir gülüşüne bir bahar bağışlanır gözyaşına bir ömür harcanırdı kanadığım kandığımdın göğsümde bir demir yığını soğuk terler içinde u’yandığımdın şimdi erken günebakan mevsimi değil henüz ıhlamur tütüyor başım ellerin eski ellerin sen eski sen değilsin bense kalbime sığınan yalnızlarla beraber bıraktığın yerdeyim |