Ne Kalır Geriye
Buharlaşıyor düşlerim
Senelerin yıkıp geçtiği binalar Sanki toz duman, gün ve gece Evetsiz kalmış evlilikler Ve daha nice mutsuzluklar Masa başında yaşlanıyorum Kalbim kırışıyor şimdi olağan seyrinde Soyut katliamda kalbim Oysa bir hayali bölüşecektik seninle ey yârim Oturur musun şöyle Şarkılar dökülüyor dudaklarımdan Kütüphane arasında saklan Saklan sonra ne kalır geriye Ne kalır söyle Begonyalar kokluyorum Sevgilim begonyaların kokusunu duyuyor musun Seni düşünüyorum bir cuma gecesi Ertelenmiş buluşmalar geliyor aklıma Geç kalınmış mutluluklar Gönlüme iliştirdiğin soğuk çelik Sorarım sana Bir sokak ortasında gülüşmek nedendir Kedili kütüphane Sevdamın eksik kalmış yanı Yarısı yenmemiş ekmek Çekip gidişlerin geliyor aklıma Ve içimde kalabalık başlıyor Şimdi dur Fransızlar beni tanıyor Su dibinde sayıklayan kuşlar Tabaklarımda kalan dudak izin Örneğin Kral IV. bilmem ne İngiltere falan krallık Bir melodi: do Yasaklı sevişmeler başlıyor günbatımından sonra Caz mevsimiydi Bir salkım üzüm için neler verilmezdi Oysa ne kalırdı sen beni düşünmezsen Bir demet çiçek kalırdı Sekizden geriye doğru rastlantısal sayılar Ve saatler Adını tik-taklayan saatler Gece on iki ya da on sekiz Ne fark eder Mevsimlerden yasaktı artık Emmanuel sinemada yok Git hadi topla sevilmişliklerini Bir resim daha karartalım bu geceye Ne kalır Ne kalır sadece gözlerin susarsa Hafta hafta yaşlanan sevdam kalır Ölümsüzlüğün ardındaki ölüm kalır |