Çilek Kavanozu
I.
Konuşursam uzun uzun - ki dinler miydiniz yaz türkülerini - Geceyi söndürmeyin böylesi daha iyi Güneş doğacak ve begonyalar Boynuna güzellikle dolacak Günden güne. Dinle, oradadır mavi Seni bulmuşum Seni bulmuşum Atlı Karınca’ya karışan mutluluğum Evi kuşatıp yenilgiyi gözetmeksizin Yazı kışa çeviriyor gülüşlerin Gözlerinde mutluluk var Bir begonya koparıyorum tam yanağından Ne olup bittiğini yok anlayan Bir sen varsın ve ilkyaz Bir kavanoz çileğe yazıyorsam şiirlerimi Bilinmesin diyedir gökyüzümdeki gülüşlerin. II. Düşlerimi ödünç veriyorum şimdilik Bu baharı sen başlat içimde Bir masanın kuru sıcağında Kuru güneş, kuru bardak Kuru gülüşünle sesim sesleşiyor. Gözlerim tozlanmış ve kirlenmiş Temizle diyedir ölüşlerimi Kalktık Geçirdik düz ovalardan denizleri Tarihleri birleştirdik çağlara dokunduk Bir dünyayı başlattık seninle Ölüşlerimi sonlandırıyorum Ben seni Uzun bir yolda yürürken Görür müydüm hiç Hiç öylece ipek şemsiyelerle geçtin mi Ve ben dünyayı hiç böyle görmemiştim Bir çilek kavanozu gece lambası sanırım Karanlık düşlerimi aydınlatıyor Sahici pazarlardan, sahici adamlardan Çekip çıkartıyor yaşamak savaşından. Hiç duymamıştım bu türküyü III. Şu akşamıncı gülüşün İçinden hiç çıkamadığın karamsarlaşmalar Dönüşüyorum dünyada Mitolojik olan ve mitolojik olmayan tanrılara Ölmek artık yasak Yasak! (Dünya! Yaşamıyorum artık hüzünlerimi Elveda.) Sana karıştım mı? Karıştım Düşlerimi sattın gülüşlerine Bu bana tuhaf sayıları anımsatıyor On bir ve yirmi dört Yan yana iki insanı çıkarırsan Bir sevda başlatıyor gün doğarken Zamana sevdayla bakmak nasıldı Ben baktım İlkyaz şikayetçileri, buyurun Ölümse büyüktür, pekala Yalnızlık gibiydi fakat yüzüstü Ölmek ve yalnızlık Şimdi gidebilirsiniz Evleda. Hepsini olduğu gibi sayıyorum Güldü, güldü, güldü O gün oradaydı, hala aklımda Var mıydım yok muydum bilmiyorum Bir bakıma direnişimi başlatıyordum Hayata. |
teşekkürler:)