Müstakbel Ölü Gelin
Sana hiç dokunmayacaktım ki
Ağlayabilirim uzun maviler boyu Gözlerinin buğusuna mıydı iki karış hüzünler Değiştirme mevsimleri! Gidişlerin kahverengine çalıyor. Müstakbel ölü gelin -diye başlayan romanlara- Adını yazdım Ve gidişindeki ayak seslerini Begonya koktu odam Müstakbel ölü gelin! Seni duyabilmem için saat çok geç Muşmula suratlı tahta oymalar Anagram: Sirkeci tablosunda ağlamak Öz-portreni kazıdım hafızama Mutsuz muyum? Bir mut-tan da öte. Öyle yeraltı çaycısında Ellerine kan bulaşmış hazin belediyeciler Sokak lambasının altındayız şimdi Uzaya uzanan ilgi ipliklerinden Boşunaymış Amerikan filmlerindeki aşk Seni konu edinse ağlar mıydı Müstakbel ölü gelin Tanrım! Masamda kumsuz bir saatteydi aklım Affet beni Bu kadar uzun olmamıştı hiçbir mavi rüya. Develer güdülsün! Güdülsün gitsin Tepeleri aşalım kör haremlerden Balkon kenarından geçerken duymuştum Develer sadece yaşamaz ıssızlarda. Buz tutmuş mezarım Boynunu sağa irrasyonellikle yatırmış begonyalar Maskesini düşürdüm ikindi saatlerinin Gittimdi orasından Müstakbel ölü gelin Yaşamayı seçerdi bir sinema sonrasında Seni tanımak istemezdim Boşunaydı bütün maviler. |
Ve mavi
Ve eylül
Ne çok eskidi ve hiç sevilmedi
Tek güzel buluş
Müstakbel ölü gelindi
.......f.s.m