kırmızı alman fordun boşalan freniydi geceden sızma yapan uykusuzluğum haymana ovasında terk edilen ceylan’ın gözlerindeki mezrada barınırken kalbim kaybetmenin anlamını öğreniyordum
temmuz ağırlıklıydı ayrılığımızın yolu sinemin ortasından geçen şeritte izi kaldı arsız bir hasret bırakıp giderken ardında
-palyaço kılıklı bir gülüşe büründüm/üzerime babasızlığımı örtündüğüm gün…-
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Temmuz dağınıklığı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Temmuz dağınıklığı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ölüm ne müzmin bir yarada mezar Kalbimizin örtüsü hasret İçinde çocuksu tüm sevmeler Birde dağ olup sığınmışlığımızı sınır dışı etmiş bir ülke baba ve analarımız Ve hep sılaya duman olan içimiz
Büyümekmi onlardan sonrası Onlarla gömmekmi çocukluğumuzu orası bilinmeyen denklem belkide
Öncelikle şiire geç kalmışlığım bağışlana. Böyle güzel dokunmuş bir şiir ,bu kadar iyi bir seslendirme ve iyi bir fonun bir eserde vücut bulmasını bugüne dek okumamış olmam büyük bir kayıp diye düşündüm gözümü şiirin sularında gezdirirken. Üstüne bir de baba ve Cemal Süreyya. Off be şair off akşam akşam nerden girdim sayfanıza.
........................
Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü kör oldum Yıkadılar aldılar götürdüler Babamdan ummazdım bunu kör oldum Siz hiç hamama gittiniz mi? Ben gittim lambanın biri söndü Gözümün biri söndü kör oldum Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak Şöylelemesine maviydi kör oldum Taşlara gelince hamam taşlarına Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi Taşlarda yüzümün yarısını gördüm Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
Tebrik ederim. Babanın yokluğunu anlatmak pek kolay olmasa gerek. Kutlarım Kesilince rahmet birden Gönüldeki pınar gitti Ecelin azgın selinden Bir asırlık çınar gitti
terk edilmişlik mi daha acı verir insana yoksa sevdiği babasını toprağa vermek mi ...Düşündüm ,yıllarca düşündüm başın sağ olsun arkadaşım ve teşekkür ederim Artık canım acımıyor..
çok güzel ve özel şiirdi benim derinlerde bir yerlerim kanadı çünkü o acıyı bende tattım yıllarda geçse üstünden unutulmayacak bir acı halen kapı açılıp gelecek sanıyorum ama nafile bir avuntu,sevgiler kocaman olmuş ve büyümüş yüreğine...
Bazı şiirler vardır içinde boğulursunuz. Bir şeyler düğümlenir boğazınızda. İşte öyle bir hale düşürdü beni şiir. Hem yorum, hem içerik aldı götürdü beni de . Kutlarım Cömert bey
Okudukça-dinledikçe içimde bir şeyler koptu paramparça olup yeniden kopup sanki bir daha parçalandı :((
Herkesin coşkuyla kutladığı babalar günü yaklaşırken dağınık olan ruhumun üstüne bir de bu yürek sesi of ki off :(( Babamdan sonra artık hiçten sevmiyorum özel denilen hiç bir günü..
Çünkü yoksa sevdiğin değer verdiğin, canına can katan anan/baban dokunamıyor gözüne bakamıyorsan; yanından almışsa ölüm denilen o kahredesi tek gerçek; daha da çok dokunuyor, koyuyor acıtıyor yüreği özel denilen o günler.. Daha da çok hissedersin o günlerde yokluğunu yalnızlığını hasretini.
İçinde baba geçen her şiir söz daha da büyütür özlemini :((
İşte sevmeyişim hep bundandır:(( Sızlatır, acıtır, batar kanatır yüreği.. Kanatır da kanatır... Canımı yakar...
Ve zaten unutmadığın insanı ve ölüm gerçeğini yeniden yeniden hatırlar da hatırlarsın... Sözün bittiği ve bilirim ki denilen hiç bir sözün yüreğe yetmediği anlardır bu anlar:((
Ey varlığını özlediğim babam, ey kanayan yaram;
Söyle hangi kanadı kırık kuş yeniden uçabilir? Bilir misin şu an en çok olmak istediğim yer yanın. Ah be babam şu an sana bunları yazmak yerine en çok görmek istediğimin gözlerin olduğunu bilir misin! Biliyorsun değil mi? Sensiz hayata tutunmak öylesi zor ki :((
Ey gerçek aleme giden özlediğimiz canlarımız söyleyemediklerimizi de duyun, hissedin ne olur..
Çok söz diyesim-yazasım var, yazmaya mecalim yok... Yorgunum. Öyle yorgun ki ruhum...
Babam... Sen gittiğinden beri
"yalnızım elif gibi yalnızım, ne esrem var ne ötrem... ne beni durduran bir cezmim! ne de bana ben katan bir şeddem var. ne elimi tutan bir harf ne anlam katan bir harekem. kalakaldım sayfalar ortasında... işte ben gibi sen gibi... sızım elif sızısı..."
Derin bir acı hüzün g öz yaşı düştü gün(üm)e :((
Yaşadığımız sürece bizle yaşayacak olan ana-babalarımız; Mekanınız cennet olsun inşaAllah...
Baktıkça babamın ak düşen pos bıyıklarına, bir çocuk benden önce büyüyor azar azar ihtiyarlığa.. Başkadır yeri ki bunu en iyi kız çocukları ve yine baba olmuşlar bilir. Sabahımın hüznü, günü oldu sayenizde ve ne mutlu hepimize. Çok çok saygı ve sevgi güzel kaleminiz, yüreğinize..
Ben de bir Temmuz günü kaybettim babamı O gün bu gündür yetim imgelerimi gurbetin uzun yollarına sermiş Koşuyorum. koştuğum her yer babasızlığım Allah rahmet eylesin can, ışıklar içinde yatsın Saygımla
Babasızlığı örtüneli o kadar çok oldu ki...:( Bir şubat ayazıydı...Gittiği gün kimsem kalmamıştı.Hala da öyle...:( Günün hüzünlü şiirini,duyarlı yüreğinizi tebrik ederim hocam....Irmak kardeşim de çok güzel yorumlamış...Babanızın ve ebediyete göçmüş tüm babaların ruhu şad mekanları cennet olsun...Yaşayan babalara da selam olsun günleri kutlu olsun...İki güzel dosta saygı ve sevgilerimle...
Allah hüzünlerimizi yalnızlığımızi hasrtlerimizi varlığıyla gidersin Şiir kendini çok hissettirdi Kutlarım sevgili abim Ağrısız mutlu bir ömür dileğimle....
babasızlığımın yüzüme vurduğu her takvim yaprağı ve her ayaz rüzgarla...
sabah ezanıyla bir kasım sabahı babam giderken önce sırtım üşüdü..daha sonra anlayacaktım her gün biraz daha anlayacaktım babam yanımın sessizce uzaklaştığını.. yedi yıldır her gün anlıyorum anlıyorum ki "babam varsa her şeyim vardı" uzun zamandır baba demiyorum özledim haykırmayı..şimdi sadece babalar günleri ve bayram arefelerinde soğuk mermerlerin ve çam ağaçlarının gölgesinde buluşuyoruz...
dün gece okudum sonra ağladım.. şimdi yine ağlıyorum...
Her birimiz "kara"sına bulanmış toprakların bir hikayesiydik
belki de bundandı acılarımızın kesişmesi ve mısra mısra büyümek önce kendi yüreklerimizde
anımsadığım bir günde eksik bırakılmış yanlarımızdan dem vururken babama şiir yazacağım demiştin, ben de yaz yaz ki anasızlığımın üzerine çekeyim demiştim. Aradan geçen onca zamana rağmen görüyorum ki vakit geçse de acının dili, rengi, kuvveti değişmiyor yara hep aynı yara
şimdi ne yazsam boş ne desem kifayetsiz kalemin hakkındaki düşüncelerim ise hiç değişmeyecek ne zaman şiir okumak istersem ne zaman hayatı irdelemek istesem kendimi sayfanda buluyorum
şimdi ise bir acı bıraktın buraya her bir harfinde duyumsadığın ızdırabın her derecesini anladığım gibi senin de sayfanda yutkunduğum her damla için içimde alazlanan kederi anladığını biliyorum
... önce varamadan adilliğine yoksul bir yazının gamzesinden düştük hayata topraktan adımız çağrılarak sonra analarımızın nasırlı seslerinden -sarıverin bebeklerimizi /düşleriyle- diye çığlıkları karıştı nefeslerimize zılgıtlanarak
... sanırım bu hiç değişmeyecek biat etmiş gibi kadere penceremizden hep penceremizden sızacak kederler dudaklarımızda bir "sus" ağrısı anımızda ezgilerin yar sancısı memleket ağrısı geçmişin hırpalanmış bakışı
bu sebeptendir ki durup durup şahdamarımızdan başlayacak "öl" zamanları
ve biz nefes aldığımız her an için ellerimizi açıp semaya
-çok şükür Ya Rab! diyeceğiz çok şükür bugün de ağrıyan bir kalbimiz var-
ve ağrıyan kalplerimizi hep senin kaleminden okumak dileğiyle
hep var ol hevalim
saygı sevgi duayla Rahmet olsun analarımıza, babalarımıza, kardeşlerimize bir damla gözyaşı bıraktım sayfana usulca...
bir şiirin dizelerinde kanayan bir yürek olmak için aşkın kapısında kırk gün çile çekmek gerekir ki şems'in güneşinden faydalanalım..şiir bir iç kanamasıdır, farkına varılmayan kanamalar şairi öldürür..güzel bir şiir okuttu Sayın Ustam cidden sabahıma günü düşürdünüz ve şiiri şiir diye içiirdiniz teşekkürler
temmuz ağırlıklıydı ayrılığımızın yolu sinemin ortasından geçen şeritte izi kaldı arsız bir hasret bırakıp giderken ardında"
Bu sabah okuduğum ilk şiir, yüreğime dokundu. Engel olamadım göz yaşlarıma. Bir Kasım günü sonbahar yapraklarıyla bizi bırakıp giden babamı anımsadım. Acı aynı, duygu aynı. Hep derim şiir dokunuyorsa okuyanın yüreğine , o zaman değerlidir, o zaman şiirdir diye... Nerede olursa olsun, kim yüreğinde hissederse hissetsin acının rengi hep aynı. Farketmiyor, dilin, dinin, renginin ayrı olması. Şiir anlam deryası, şiir duygu seli, acılar üzerine yazılan bir şiiri kutlamak zor. Keşke umuda dair, sevgiye dair, mutluluğa dair bir şiir olsaydı. Babanıza Allahtan rahmet, size sabırlar diliyorum. İnanın yüreğimde hissettim. Selam ve saygılar....
"kırmızı alman fordun boşalan freniydi geceden sızma yapan uykusuzluğum haymana ovasında terk edilen ceylan’ın gözlerindeki mezrada barınırken kalbim kaybetmenin anlamını öğreniyordum"
içim sızladı...ani beklenmedik bir kayıp...hele anne hele babaysa...kaybetmenin sızısı hiç geçmeyecektir...yıllar geçse de...Allahtan rahmet dilerim..sevgili babanıza.....nur içinde yatsın...tebrikler...hep saygı sevgimle...
Kalbimizin örtüsü hasret
İçinde çocuksu tüm sevmeler
Birde dağ olup sığınmışlığımızı sınır dışı etmiş bir ülke baba ve analarımız
Ve hep sılaya duman olan içimiz
Büyümekmi onlardan sonrası
Onlarla gömmekmi çocukluğumuzu orası bilinmeyen denklem belkide
Selam olsun içimizdeki çocuğu avutan sese