Refakatkalbime hüsran evi kuran o kasvetli ağrıyı yerinden kaldırmaya geldi bir sabah aynada gömülü çığlığıma biraz anı batırdı arapça seven aşkıyla çöl sessizliğine büründü dilim dünümü kirleten ne varsa sildi süpürdü bütün ayıplarımla kapımın önüne düşen bir keşkeye bin yıllık kaybımı sardı sarıldım filistin atkılı omzuna refakat ettiği kuşları besleyen bir veledin avuçladığı buğday tanesine özenmişliğim de oldu vakt-i zamanında cömertliğini esirgemeyen yağmurların serpile serpile inmesini bekledim şehrimin sınırlarından içeri içinde ikamet eden yokluğunun beter halleriyle iyi geçinmeye niyetim yoktu teselli giyinmiş sözünden başka istekte bulunmadım sabrımın sahibinden yaprağının ihanetine uğrayan kurumuş bir ağacın gölgesi gibiydim kime dokunsam faydası olmazdı hayrımın bilirdim ki sebebinden uzak yılgın bir serzeniştim kendime en edna’da idi ruhum/arşa terakki eyledin...- (değerli yorumuyla şiire katkı sağlayan sinan [şimo] kardeşime teşekkürlerimle) |
Saygı ve hürmetlerimle.