Kara Ölüm/ Beyaz Mendil
siyah bir renk arıyordu açmak için kendini.
hangi renk yakılsa külünde çoğalıyordu siyahi yaktılar hayaller yangın kaçağı masallar kapattı yüzünü ateşe bırakarak rengini. seslerini bırakıp yeryüzüne yüzlerini güneşten alıp karanlığın koynuna gittiler. gün için günde geceye gömüldüler. sessizlik değildi önce,güldüler uzaktı ses çıkmıyordu soğuk duvarlarda dönüp yorgun hüznü vurdu suretlerine. güneş görmüyordu onları, hepsi birer şehir tenhalığı. denizin altı taş,suyu siyah akıyor zamanın ömür zehir sofralarında. yalnızca bir bütün olan özlemdi yüzleri eksik yarım solgun bakışları sancılı ağrı okunuyordu baksaydılar gözlerinin derinliğine vuruyordu karanlıktan ekmek çıkarmak için ölümlü duvarların göğsüne korku ardında kalır yoksulluğun isli bir duman bıraktı genzine ölümcül soluk çerçevesi kırıldı ömrün her çocuğun bir kanadı yerde sürünüyor kimse saramıyor kalkmak için babasını bekleyen çocuğun yarasını B i t t i ölüm her çocuğun özlemini mâhşere itti beyaz mendile sarıp sarmalayıp beşiğinide alıp gitti... /Yüksel Batu |