Ne Var Ne Yok
Ne var ne yok?
Bu masaların üstü yüzsüz bir naylon ile çevrili Kitaplarım üstünde, ıssız bir yalnızlık Ne var ne yok Yok işte, tirenler geçip gidiyor Ne var ne yok? Ateşlerle yanan bir bulvar Park yerlerinde parasını alamayan bekçiler Bir gram bant ve bir miktar hüzün Fazla yapışmış bir silgi işte bu derime Ne var ne yok? Kuşlar yollara dökülüyor Ardından sıra sıra fabrikalar ve sırıtan işçiler Koşuyoruz otobanlarda sonra elmalar görüyoruz Hakkımız olmayanı çalmamalıyız yasaklı bahçelerden Ne var ne yok? Bir çingene elini mumlarla bezeyip Üç yüz tomar çiçek doluyor boynuma Görüyorum siyah sümbülleri ve kırmızı papatyaları Yaslan göğsüme ve ellerini uzat çiçekler dolusu göklerime Ne var ne yok? Yalnızız işte herkes kadar Ne kadar kalabalık olsa da meydanlar, yalnızız Ve ara sokaktan yalnız yürüyen bir kedi daha Yokluğun sonsuz bir teorisi olduğu kadar rasyonel Ne var ne yok? Yok işte hiç kimse kadar Ellerim berrak sularda buruşsa da hep kapkara Ne var ne yok Yok işte, hiç kimse kadar |