Öğleden Sonrası
I.
Bir günün daha sonundayız Seni sevmenin en kutsal ibadet olduğu topraklarda Geceleri balıklar yağar sağanak gözlerime Onlar yağar ve bacalar kapanır İstanbul’da Turist yürüyor şimdi taşlı kaldırımda Yürüyedursun. Bilmezler seni sevmenin nasıl bir uçurum olduğunu O uçurumdan her gün uçurtmalar uçuyorum Sultanahmet tablosu gibi Göz değmemiş bu dudaklarını öpmek gerek Seni bir kuş gibi saklamak kışlardan Tanrım, sen biliyorsun işte yaratmayı Öyleyse kollarından tutup sarılacağım sana ve beni sürekli yoran hayata Gülhane aslanları asilliğindeyim artık Lakin ellerini göremezsem ben En uzun gecede ağlarım - Kışın başlangıcı yanağına vuruyor, al al II. Bir sinema bileti aldım geçerken bu köyden Alıyorum gişeler seni çağırıyor Tut biletlerimden çünkü biletlerdir aslında gözlerin Seni hükmedercesine seviyorum Ah! aşk, bir sinemadır Hepsinin hesaplanıp yapıldığı, sıra Selviler boyu balık cuntaları Susamlar döktüm evimin salonuna Yollarıma izler vurdum öğleden sonrası Çünkü sen sevgilim, güneş en tepedeyken pek de güzelsin Bir tramvaya binersin ve uçsuz bucaksız diyarlara gidersin İşte ben o diyarların hükümdarı olurum Kötülükler gelirse masallar ormanından Seni dua gibi sayıklarım her öğleden sonrası Son bir defa Son bir defa Son bir defa - Yokuşlar olsa da bu yolda, balıklar olsun yollarında! III. Sitemlerim sevdamdandır, bilesin Öyle ya yokluğunda bir kaplumbağa oluyorum Biliyorum koşsam yeneceğim tüm hüzünleri Beni durduruyorlar çekiştiriyorlar her gün Dolduruyorum bardaklarımı göz güneşinden tane tane ok Gözünün üstündeki siyah çizgiler sana yazılmış birer şiir kadar hoş Ve yanaklarının alları Esnaf edasıyla seviyorum seni Rica ederim, Çemberlitaş burası, öyle benzemez büyük merkezlere Burada seni seviyorsam ben bir esnafım işte Bir yudum da samimiyet vardır derici dükkanlarında Öyle bir samimiyettir ki bazen, Sarılırsın ve uzun uzun susarsın Ah! sana bakmanın en güzel yanı da ceviz ağaçları - Yol boyu sevişen çiftler gibi vapurlara yürüyelim IV. Zaman bu, öyle ne oldulara bakmıyor işte Geçiyor geçiyor, kızgın bir kuş gibi hoyratça Ve sen, elleri soğuk pamuk kadın Ağlamaklı bir sancıyla koşuyorsun bana yine Günün sonunda, akşamın en mavisinde Trafikler başlıyor. Seni uğurlamak ne zor! İnsanlar diziliyor halatları gibi gemilerin Ve ellerinde poşetler ve poşetler boş Naylonlar yakıyorum yokluğuna, mavimsi naylonlar Ah! Musa’nın asası gibi yanımda olmalısın Çünkü sen birden çok ömre bedelsin Vuslatlar yetmez sana, bilesin! Her zalim zengin gibi kalemim hiç bitmiyor Ben birçok güzel saçı seninle tadıyorum İlk defa İlk defa İlk defa - Sayın Tanrıma ve kaderine şükranlar ola! |