VÂDİMDE AÇAN ÇİÇEKEl pençe divânına durduğum günden beri Gizemli bir niyazdır başımdaki yellerim Bazen bir söz bulurum eşiğimden içeri Beyaz bir güvercinle muştulanır ellerim Sus değince bir kalbe sızısı derin vurur Şafağı görmesen de karanlık değil bâkî Takvimler devrilirken iklim hep anda durur Huzura ermek için bir katre eğil sâkî Kıldan ince bu sırat ayak yalın yürünmez Ecelin sunağına ölmeden yatmakta var Gönül ’hû’ ile dolsa aşk kuşkuya bürünmez Makber erken görünür fasıl için vakit dar Özenle sakladığın mihrimâhın sîmâsı Nakşedilmiş sanırsın emsâlsiz bir zamanda Erguvan mevsiminde hüsn ile naz imâsı Minvâl tasayla dolsa dermânı el amanda Deli bir rüzgâr esip küllerimi savursa Bir daha gülemese yediveren güllerim Nârın buğday tenimde cânı yaksa kavursa Duvağımda ezilse o nâzenin tüllerim Vâdimde açan çiçek ve dahî zambağımsın Gül senin adın diyor dudağımdaki nutkum Avucumdaki duâ ömrüme imbiğimsin Kainat ummân olsa damlanadır tek tutkum İnan ki tarifi yok hâlimi arz edemem Kaburgamda yankısı halâ eşsiz sözünün Dikene değse harfin dokunmadan gidemem Hayâlimi titretir her zerresi özünün Öylesi eşbâhımı cezbediyor sonsuzluk Kudret-i İlâhî ’nin kervanına tutuldum Eşkâlim üzre akar dilrubâda onsuzluk Suya yazdım sırrımı bir katrede yutuldum 05.11.2013 / S.G.Y |