Kuş ÜzümüI. Sürreal bir meydandan bakıyorum sana, Tutuyorum gözlerini ve yanaklarını Soğuk vuruyor solumdan diz kapaklarımın altına kadar Mucizeler bir kez daha buluyor beni, bu öyle bir mucize ki Bir dünya kimi zaman Ve ben: Ay Unutmadan söylemeliyim, bu masa En güzel hayallerimizden arta kalan bir sevinç hüzmesi İçime doğuyor bir aydınlık sonra Sonrası öyle güzel, sen daha güzelsin sevgilim II. Şimdi ben bir yoldayım bu yol ne yukarı çıkar ne aşağı Herhangi bir yöne kapalı bir yol bu Belki Reşat Nuri Tiyatrosu’ndan aşağı inen bir yol bu Çünkü ben seni Reşat Nuri Tiyatrosu’ndan aşağı inen yol kadar seviyorum Tüm mavilikler adına Ve ben: en mor yanak avcısı Unutmadan söylemeliyim, bu yol Seni bana getiren yahut ayaklarımın altına bir hız treni koyan bir yol tanrısı Çünkü sen benim en güzel geleceğimsin Hem de ilklerin en güzel kıyamet olduğu bir ülkede III. Benim mor birkaç kılığım var Çoğu kez giyip giyip çıkardığım Gözlerinin içi gülsün sevgilim, Hayat böyle de güzel, sen daha güzelsin Derken bir kadeh daha kalkıyor Elden ele dolaşıyor gönlümde Bardaklarım bir pandavari kuşanmışlıkla ilerliyor Unutmadan söylemeliyim, sen Tanrının bana sorarak dünyaya yolladığı bir sevgi yumağısın Ve ben: yitilmişlik abidesi Senin gözlerin oysa en güzel hazinemdir dört tarafı senli adalarımda Hatta en soğuk Alaskalarımda Gözlerin kahverengi olsa da sevgilim, en güzel mavilerim seninle anlam bulur ben de Yanakların en Minderiska, Dudakların bir kuş üzümü, Sen benim en yok olmayan hiçliğimsin. |
Saygılarla.
Mert YİĞİTCAN tarafından 11/30/2013 2:24:39 AM zamanında düzenlenmiştir.