YengeçSeni bir gün mahşerin en kalabalık yerinde Bir atla kaçırıyorum Yelesi kırmızı, gözlerinde üç ton kirpik Yanakları amiyane tabirle minder Ben seni koala kadar seviyorum Hastalıklar çıkıyor bir at üstünde benim bu düzensiz kışlamdan Bugün İstanbul’a biraz sen yağıyor, biraz soğuk Ben diyorum, bu Senegallilerde bir şey var diyorum Sen bana bitter çikolatanın lezzetinden bahsediyorsun Ben seni bir tuz kadar seviyorum Yürüyoruz kapalı bir bulvarda Pek de hastalıklı bir bulvar bu Birkaç kukla bizim peşimizde, bizi izliyor Ben yutkunarak konuşuyorum çünkü kelimeler boğazımda çok fit Ben seni sokak sanatçıları kadar seviyorum Biraz minder aldım elmalardan kalan Burası Cezayir mi Tunus mu bilemiyorum Lakin menekşelerden gelen bir parfüm kokusu Bir kokusu ki, iki kere koklamadan olmuyor Ben seni yollar kadar seviyorum Biliyorum art arda gelen her kuş Senin için bir katliamın eşiği demektir Sözgelimi her katliam bir sinema perdesi kadar usulsüz Yok oluş yokuşundan aşağı doğru tepetaklak yuvarlanırdım Ben seni bir aysberg kadar seviyorum Senin sesin bir yudum viski kadar acıyor Gözlerini sorma ki kaşların var üstünde, biliyorum Beni asıyorlar her gün kaşlarına ve Sallanıyorum bir boğaz türküsü gibi her salıncak kadar eşsiz Ben seni amansız bir intihar kadar seviyorum Biliyorum, üşüyorsun Oysa seni sevmek ki üşümenin dörtte üçü Bu bir Kasım sabahı, yaz çıkageliyor her sabahları Gecesi sönük kış Ben seni dev imparatorluklar kadar seviyorum Ben şair olursam çıkagelir tüm mutluluklar Sen gelirsin yanıma ve kütüphanem olursun Biz dizelerin kaldırımlarından içeriz üç beş bardak şarap Donmamış bir kış güneşi kadar güzelsin Ben seni çay kadar seviyorum Arşınlar kadar yol yürüdüm mezarlıklar tarlasında Bir kere diyorum, bir köpek beliriyor ansızın Köpek de köpek ha, Sayın Tanrı’nın cezası Birkaç özel kelimelerle zırhlanmış savaşa gidiyor Ben seni yuvarlak masa şövalyesi kadar seviyorum Hayli zor, biliyorum. Seni konuşmak Seni sevmenin yarısı eder ben de yarası yoksa Doğrudur, dörtte üçü üşümek ve gayet de rasyoneldir Omzum var, omzum bir tüy kadar edepsizdir Öyleyse, sen beni bir yengeç kadar sevmelisin şimdi! |