Türkü Gibi Sigara
seni anlatıyorum kuşlara
boynunla başlayıp devam eden mutluluk karmaşasında yer bulmuş sayıklamalardan sağ çıkarsam eğer güzel gözlerinden. yaşamayı anlatacağım yeniden kuşlara. modern zamanın cehenneminde yaşıyoruz sevgilim bankalara borcum var ve sen çok güzelsin. yürüdüğümüz o sokaklarda eski Rum havası havaya karışmış karla karışık sevişmek özetlersek; gözlerinde bilinmezlik var kayboluyorum günden güne. dar kombinezonlardan kaçalım bir sigarayı, türkü gibi yakıyorum adın boğazımda bir tokluk hissi yutkunsam, yutkunsam daha da seveceğim hayır! anlatamıyorum yokuştaydık, saat sabahın ilk sıcağı güneşten gözlerin daha da sarıydı dikiş attık kaybetmelere, yenilmelere öylece yeniden başladı dünya artık, kara parçasının denize olan uzaklığı kadar yakınız seninle. saksılardan geçtim ölüm tehlikesi, enflasyonun artışı Faust’un önlenemez yıkılışı hepsini geçtim sana geldim. seni fısıldıyorum bahara - cemre düştü. - düştü mü? - düşer elbet gökyüzünden bir bulut koparsam taç yapardım saçına kuledibi’nde üç sarhoş filozof ne zaman düşünsem, aklımdan o güzel gülüşler geçiyor, zamanla elbette etnik bir kaplumbağamız olacak kafasına eserse dünyayı insanlara yaşamayı anlamlandıracak uzun değil! etnik kaplumbağalar kadar ömrümüz üç vakte kadar dört kez gözlerime doluyorsun kısa vakitler dahil değil. kepenkleri salın! kelebekler bir şarkı tuttursun öteberiden geliyor baharın sesi rögar kapaklarına iliştirdiğim hüzünler gidiyorlar. gitsinler bahar geliyor, sevinebiliriz. modern zamanın cehennemini, cennete çevirelim sevgilim borçlarımız biterse öpüşürüz seni hiç olmadığı kadar özlüyorum bugün de ne kadar güzelsin - günün sonunda batan güneş - işte o kadar özlemek. |
adın boğazımda bir tokluk hissi
yutkunsam,
yutkunsam daha da seveceğim buraya bayıldım.
İmgeler, şiirin cagrıştırdıkları, ne dediğinden cok nasıl dediği ilgilendiriyor beni hep
sevgiler