MASUM DEĞİLDİR YALNIZLIK
/ Ahdım var ısıtacağım nehirlerimi /
Üşüyorum yıllar sonra Yaşamın cilvesi diyorum bazen Bazen de güz yangını Batan gemileri çıkarıyor derinden Geçerim diyorum Binlerce kanatsız kuşla beraber Yokuşlar diz kapaklarımda eriyiverir İki de bir çelme takan merdivene inatla Yine de geçerim Takvim yapraklarında tutuşur ateş Yanan güller alırım elime Boşluğumu üç kuruşa satmak için belki de Bir fotoğrafta kendime rastlamış gibi severim Baktıkça bakarım duman dudaklarına Ve sanrısız gökleri sayan bir şairin Göğsüne yanardağları giymesi gibi Bunu bir çeşit sevme sanırım Masum değildir çünkü yalnızlık Aşka sarılmış kurak bir ağlamadır aslında Bir başı bir omuza yaslamak Ardından bir resim çizmek kaderin alnına Ve beyaz yangınlarda kaybolmaktır yalnızlık Ufuk çizgisini öpüp duran bir baharda Zorla kelebeğin kanat çırpışıdır bu Okunmamış bir kitabın tam ortası Ve güne bakan güneşidir vaktin zor ettiği Bir Elif boyuncadır sevdalıklar Kalem ile kağıt Aşk ile ağıt nasılsa işte öyle Asil bir duruşu vardır uçurumun kenarında Lakin herkesi düşlerindeki kadar cesur sanma Say ki Biz aynı yaraya basılmış tuz tanesiyiz Sesimizde ürkek karanlık Ve feleğin çemberine sığmayan esaret Mamafih Var mı bunun bir hal çaresi... |
Binlerce kanatsız kuşla beraber
Yokuşlar diz kapaklarımda eriyiverir
İki de bir çelme takan merdivene inatla
Yine de geçerim
Aslında çok güçlü olduğunun farkında şairim.
Ancak şiirin sonuna geldiğimde şiirin bitmemişliği hissine kapıldım.