YAKAMOZ GÜLÜŞÜNDE KARAYA VURMUŞ YİTİK BİR ŞİİR'Dİ ZAMANŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ’bazı sözler bir kitabın içinde unutulan ayraç
bazı yağmurlar daha sessiz düşer yeryüzüne bazı oyunlar ne yazarsan yaz en çok kendine trajik bazı eylemler en çok kendi muhbirini yaratır bazı alkışlar yalnızca sahnede olduğun içindir bazı şehirler kocaman hüzünler biriktirir kumbaralarda Bazı düşler sırf sen varsın diye içinde,ölesiye tutunmak mavi göğe’..
ve hiç bir şeye benzemiyor
kimi pencerelerden görüş alanına yansıyan sokaklar deniz ve gökyüzü duvar kenarında yatacağım bu gece nasılsa yazdığım her harf suretine dönüşüyor eylül en çok hangi şehre yakışır? orada dökmeliyim yapraklarımı birer ikişer ve sen! ne denirki böyle bir gecede sana elerini aç ellerine dökeyim içimi ellerim şimdi gitmenin zor hailini boyayacak şehrin duvarlarına iklimlerim kilometre levhalarında suya karışıyor sarı yazlar büyütmekten vazgeçiyorum arka bahçemde Bu hayra yorduğum kaçıncı düş hiç bir şey olamadık/seninle yalnızca bu gece yalnızca bir kere içim ol sözcüklerimi uzun uzun dökeyim içime sessiz şiir oynayalım gerekirse yalnızca bir kere içim ol gelirken bir tek gözlerin ve rüzgarlı saçların olsun yanında uçurtmalar benden içimin büyümeyen mercanlarıyla sokak kedilerinin güvenine sığınıyor titreşimlerim hangi şiir yalan söylemeyi becerebilir ki? susma içimde hiç solmayan iğde ağacına dök baştan aşağıya dünyanın tüm hüzünlerini ’Ajanslardan alt yazı geçtiler az evel sana yazdıklarım yasadışı bir aşk’ı çağrıştırmış adresimi deşifre ettim birazdan gelirler’.. |
ruh insanın içinde midir ki
evrensel bir bütünü içine alan bütünsel bir güç müdür
şimdi gelmek var
damla
damla
gülen yok
gülüş var
içsel bir gülüşüm
her dem mürekkeb-İ Şiirle daimâ
.