Beş Yıl Sonra Ağabey
Bana şiir yazmıştın beş yıl önce
Vurmuştun kazmayı bana ağabey Aradım cevabı gündüz ve gece Bulunmaz başıma kına ağabey Yaylada rüzgarı üşütmüş karı Yerleşik hayatta bal vermez arı Avlu çektim tutamadım davarı Çakallardan geldi gına ağabey Usturaya rehin verdik sakalı Aynalara isyan ettik okkalı Prosedür diye sattık bakkalı Kalmadı hiç madde mana ağabey Ekran başlarında geçti tam kırk yıl Tren sarhoş etti kahve iç ayıl Dön dolaş avluya gir tek tek sayıl Eksik çıktı bizim dana ağabey Aldandık mı dersin tuşa ekrana Düşman olduk aileye vatana Örfe kurşun döktük çıktık meydana Komutan kıy dedi cana ağabey Sağa soğan dedim sola sarımsak Kokusunu alan oldu kırkayak Deveyi bizonu geçti asalak Kızılay el açtı kana ağabey Kızlarımız gazi oldu dünyaya Oğlumuzu şehit verdik Anya’ya Terbiyemiz kaldı bir Fransa’ya Sığındık el kanununa ağabey Bani kim insan kim düşünen varsa Onları da susuz gönderdik Mars’a Mecnun aşk için gidince kursa Kerem öldü yana yana ağabey Ekrem’im demeye yüzün kaldıysa Selamını gönder gözün dolduysa Hâlâ aynı dertten muzdarip oysa Derman nedir sordum sana ağabey |