HER PERONDA KARANLIĞA ASILI SURETİM
Vakit henüz gecenin sabaha uzak olduğu bir andayım
bir sigara yakıp pencerenin pervazına yaslanıyorum tekmil umut gökyüzünü izliyorum kocaman parlak bir yıldız kıpırdanıp duruyor sevgimin yüzü gülümsüyor kocaman bir çift göz düşüyor aklıma içim ısınıyor sıcaklığına dokunuyorum ellerimde kumral gülüşünün kokusu sanırsın loş bir ışık düşüyor kente şehrin sıra sıra caddelerine tutuşurken yokluğun tütsüler kokuyor dört bir yanım en çok bu mevsimde düşüyor yüreğime seninle birlikte baharın ilk cemresi en çok bu mevsimde kanıyorum sırılsıklam denizlere Vakit henüz yokluğunun talan saati ipince düşlerdeyim güneyde bir annenin ağıdında çekiyorum gözlerimin ibrişimlerini yorgun omuzlarımdan kuşlar havalanıyor dilsiz kekik kokuları sarıyor her yanımı aynı anda ellerimde yüzdürdüğüm batık gemilerimle hemşince selamlıyorum ince tülbentinden seçebildiğim lodoso talimli beyaz saçlı gülyüzlü ana’yı. hangi hüzün şahdamarıma bu kadar yakın? Vakit tamam ben gidiyorum denizler sana emanet dar kaldırımlar,duvar yazıları,illegal gülümseme de ört üstüne yakamoz desenli geceyi,artık hüzne yerleşti umut rüzgarlar ve balkonda güneşlediğimiz fesleğenler sana emanet Cihangir’den Haydarpaşa’ya ayakta tüm şehir sen! yankımın ötesi bilsen,kaç gökyüzü içimdesin öyle.. ’Ve denize mavi verildi..Düşlerinin götürdüğü yere git/durma. ancak o zaman duyabilirsin omzumdan çantası düşmemiş şiirleri’ |