yokluğunun boşluğu
-I-
çocukken, kâğıttan gemiler yapardık büyüdük, ağıttan filolarımız var şimdi kâğıttan gemileri batırdık -II- yorgun bir sonbahar yutuyor cismimi susuşlarım uzun ve sahipsiz bir mezar taşını andırıyor yüzüm eksildikçe uykular artıyor yalnızlığım -III- bıktım kalabalığın ortasında biçilmiş rolleri oynamaktan hangi mâbede dokunsam kirlerden arta kalan pas kokusu ellerimi göğüne bulasam avuçlarımda sensizliğin tortusu -IV- önceleri yalnızlığımı büyütürdüm şimdilerdeyse boy boy çocukları var dişlerimin arasında tütün öğütürdüm ana-dilimde yokluğun havar -V- tercümânı olsaydı gönlümün koparmaya razıydım dilimi râm olmuştum oysa sırat gibi keskin ürpertirken sesin yokluğun boşluğunda -VI- yetmeyecek lügâtimdeki sözcükler kızıl kıyametleri şerh etmeye bir yol var biliyorum dilim varmıyor anlatmaya -VII- biliyorsun bana en çok susmak yakışır çığlığın en yalın hâlidir susmak konuşursam kopar kıyamet sensiz piç gibi sahipsiz beynimde uğuldayan bu kent -VIII- ayrılırken kendini bende unuttuğunu bilmedin bilemezdin şimdi öyle çoğaldın ki varlığınla yok oldum -IX- aklımla kalbimi terazinin iki kefesine koydum kalbim ağır bastı tuttum aklımı sattım şuursuzum şimdi Necat USLU |
ayrılırken kendini bende unuttuğunu bilmedin
bilemezdin
şimdi öyle çoğaldın ki
varlığınla yok oldum
Bilmezler, onlar giderken kendilerini hepten alıp götürdüklerini sanırlar bilmezler ki girdikleri yürekten bir ömür gidemezler.tebrik ediyorum.çok çok güzel dizeler başarılarınız bitimsiz olsun saygımla.