Ağustos kızgınlığıyorgunluğum düşlerimin Ağustosunda yarı sancılı ateş kızgınlığı en aşkımsız baharlara vuran gözlerinin sıcağından kopan geçmişin günahları küçük bulut parçaları gibi üstüme üstüme geliyor sesi hüzün ezgiler kırılgan masumluğumda deli bozuk rüzgarlarda ahlarımın içine yerleşen çocukluğum arıyor kendini oysa ayaklarım aldı başını gitti bir adım ölmek pahasına sinsi yağmurların fırtınalarına içimdeki sevinç dağıttıkça mavisini gölgem pis karanlıklarda yüzünü saklıyor uslu bir çiçek oluyorum dağların kuytusunda saatsiz zamanlara su gibi uzayıp korkunç güzellikler içinde sevmekten ötelere koşuyorum aç saldırganlığımda buz tutmuş yalnızlığım ansızın yaşama bağlıyor küçücük avuçlarımda yenilgim zorlarken akşamları yılan halimden mevsimlere soyunan güneş oluyorum |