acı ve yeşilkekeme zamanın elindeki saçları tarasa rüzgar deniz okşar mı ruhuma sızan göçebelikte ağaran tarihleri geceye kurulan adreslerin sığınaklarında uçurumlar soğuturken terli yalnızlıkları çağıldıyor destan karanlıklar gün düşlerine dağın ağzında bulutların ıslığını dinle baba hangi şehri koklasam hüzün gül gibi büyür soluğumda an cinnet saatlerinde moraran tenleri öldürür söyle baba toprağa yalnayak bassam uzayan ağacın penceresinden sabahı görürmüyüm ki uğultular kollayınca kalbimi içimde kuşlar da ürküyor kalaba sessizliğin kıvrımlarında gözlerim hep bir kaçış unutma senin ihtiyar ellerinde bana benzemeyen gülücüklerin var onlar uçmayı öğrendikçe ben sandığına saklanacağım kaldırma duvağımı çöl yalnızlığımdan mutlaka geleceğim şimdi susmak vakti biliyorum durgun sularda hayat acı ve yeşil kederin rengi dokunsa parmak uçlarıma dilimde çürür şiirler ikindi bir yolculuğa |
Bilmem ki rüzgar ve deniz, ya da denizden gelen rüzgar...
Çözülebilir belki katılık...
Zaten renkleri ve diğer öğeleri çok öznel kullanıyorsunuz.
Hep okumak dileğiyle sizi, başarılar dilerim.