suyun kıyametieski bir resmin soluk hikayesi gözlerim dizlerimde hüzün tenimde cehennem yaraları bayat aşkın... serin akşamların Eylül esintisi batmışken aklıma masum gül gibi yığılır parmaklarıma sensizlik ağlarım umudun kovduğu günahlarda zaman yalnızlığımda gezinir dalga dalga saçlarıyla kıpırdayan kelimeler sessizliği bozduğunda eski bir hayal sarmalar bedenimi anlatamam aşkı gecenin denizinde nefesim yokluğa kirlenmiş merhabadır tarlamda uykusuz ayaklar ve çaresiz nimetler hiçbir ğöğüse gizlenemezken ruhum suyun kıyametinde aylak yolculuğum hep iklimsizliğe yön siyah düşlere takıldıkça çocukluğum üşür dudaklarımda martıların öpemediği acım paslanır yağmurda duygular ve masal bekleyen çiçekler gözbebeklerime veda eden kaçıncı elin sürgünündeyim kör karanlığın ışığında maviydi ölüme düşen yıkımlar geçmişin sararan yapraklarında kanıyor tarihim kırılan günlerde dilek tutsa avunduğum zaman sevmelerim incelmez belki susan her doğumda |
her dizesi ayrı güzeldi.
Çok saygımla