ANA/DİLİM GİBİ SEVDİM SENİ//Yangınların bozkırlarımı yakarken Ana/dilim gibi sevdim seni// Bana esme diyorsun, esme! Ben dağların göğüslerinde emzirilen çocuğum. Gözlerin şarjöre sürülmüş bir çift kurşun. En ummadığım zamanda, Geldin Sinemin ortasında can çekişen Bozkırların merhametine sığınan Bir serçenin gözyaşlarından vurdun. Her kefenin rengi aynı değilmiş Üzerime biçilen siyahi kefenlerin rengi Avuçlarıma bulaştıkça, Dokunduğum ne varsa İsten de kara… Sularında yıkandıkça p/aklandım. Gözlerin sabahlarıma doğdukça Mercan mavisi gök/yüzüne bakıp Ana rahmindeki cenin gibi Gözlerimi ovuşturup Tekrar tekrar gerdanına saklandım. T/uzaktın! Uçurumdun! Koca bir denizdin! Bense rahm(et)ine düşen yağmur… Yağdım, Durmadan yağdım. Dağlardan topladığım ne varsa Kıyılarına topladım, durdum. Anladım ki; Ne sen bensiz olabilirdin Ne de ben sensiz … Oysa ki bizi biz eden Bu kısır döngüde, Her seferinde Senden gitmek zorundaydım. Kokunu zerrelerime sürünüp Buharlaşıyordum an/sızın. Ölürcesine uzaklaştığım z/amanlarda Martıların çığlıkları kulaklarımda Bir bulutun gözlerine sığınıp Ağır ağır dolardım. Senden uzakta Kesik kesik ağlardım. Ölüm grisi bulutlar Doğuma gebe Çatlarken göbeğinin damarları Sancılarını gözlerimden akıtırdı. Ve ben Yeni bir vuslatla Bütün çıplaklığımla inerken Ka(r)nındaki boşluğa Bütün kara(n)lıkları unutup Masmavi bir tebessümle Beni sımsıkı sarardın. Yaşardık dolu dizgin Meltemlerle eserdim kanatlarına Düşerdin içime imbatlarla Toy bir kısraktın Bozkırlarımda dolaştıkça Terk edilmiş bir coğrafyanın Virane sokaklarında Buzlu pınarlardan geçip Hücrelerime yangın yangın akardın. İşte böyle! Gamzesine vuslatları s/akladığım kadın Sen bu dünyada çok şeydin, Geriye kalan hiçbir şey… Ben dağları severdim Sense denizleri Tek heceli bir sözcük Birleştirdi bizi. ‘’AŞK’’ Necat USLU |
SEVGİYLE.....